Konut yatırım aracı olmaktan çıkmalı mı? 

Satış Çözümleri kurucusu, Motto Turkey Yönetim Kurulu üyesi Soner Keleş, 2022'den itibaren hızla yükselen satılık ve kiralık konut fiyatları sonucunda toplumun çoğunluğunu ilgilendiren barınma krizi üzerinde, konutun yatırım aracı olarak tercih edilmesi ve el değiştirmesinin etkileri ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. İşte Soner Keleş'in o yazısı... 

Anayasal bir hak olan barınma ihtiyacı en temel insani haklardan birisidir. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde yer alan kademelerde fiziksel ihtiyaçlar içerisinde yiyecek, giyecek ve diğer fizyolojik ihtiyaçların yanı sıra “barınma” da yer alır. Yani insanın insan gibi yaşamasının ön koşullarından biriside barınma yani konut sahipliliğidir. Ancak son yıllarda ülkemizde konut geleneksel bir yatırım aracı haline gelmiştir. Oturum amacıyla ve gerçek ihtiyaç sahiplerinin edinebileceği bir meta olmaktan çıkmış diğer finansal yatırım araçlarında daha fazla kazandıran bir yatırım enstrümanı haline dönüşmüştür. Türkiye’de yıllık konut satışı 1,5 milyona dayanmış olmasına rağmen ilk el konut satışı sayısı da hane sayısı artışından fazladır. Ancak buna rağmen son yıllarda kendi evinde oturanların oranı düşmeye devam etmektedir.  

TÜİK verilerine göre 2002 yılında yüzde 73 olan ev sahipliği oranı 2021’de yüzde 55’e gerilemiştir. Bu durum, halihazırda ev sahibi olanların yani satın alanların, ihtiyaç sahipleri olmadığı konut yatırımcıları olduğunu göstermektedir.