18 / 11 / 2024

Konutta denklem bozuldu! Kriz nasıl çözülecek?

Konutta denklem bozuldu! Kriz nasıl çözülecek?

Dünya Gazetesi köşe yazarı Sadi Özdemir, bugünkü yazısında Türkiye'de yaşanan konut krizine ilişkin konuyu kaleme aldı.




Dünya Gazetesi köşe yazarı Sadi Özdemir'in bugün kaleme aldığı "200 bin nüfuslu yeni şehirler kurulsa ‘konut krizi’ aşılır mı?" başlıklı yazısında yaşanan konut krizine değindi..

İşte Dünya Gazetesi köşe yazarı Sadi Özdemir'in "200 bin nüfuslu yeni şehirler kurulsa ‘konut krizi’ aşılır mı?" başlıklı yazısı...

***
Türk inşaat sektöründe, şirketinin ismiyle müsemma ‘en teknik’ patronlardan biri olan Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım ile Ataşehir’deki ofisinde buluştuk. Nazmi Bey, 1973’te İTÜ İnşaat Fakültesinde öğrenciyken çalışmaya, 1974’te mezun olduktan sonra da müteahhitlik yapmaya başladı. Doğma büyüme Erenköylü olduğundan, aynı muhitin önemli ailelerinden sanayici Topbaşlarla komşuluk, dostluk ilişkisi vardı. Bu nedenle meslek hayatının ilk dönemlerinden itibaren onlarca sanayici için fabrikalar inşa etmiş. 1980’de kurumsallaşma yoluna giren Teknik Yapı, bugüne kadar İstanbul, İzmir ve Denizli’de yaklaşık 20 bin konut üreterek sektörde az rastlanır bir başarıya imza attı. Sohbetimiz başka alanlarda derinleşse de tabii ki güncel olan önemli. Çünkü, ev sahibi olmayan vatandaşların başı, fahiş kiralarla belada. Ev alma umudu olanlarsa bir süredir umutlarını tamamen kaybetmiş görünüyor.

Konutta denklem bozuldu! Kriz nasıl çözülecek?

Aynı zamanda İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı da olan Nazmi Durbakayım’a, bu durumun nedenini ve daha ne kadar devam edeceğini soruyorum: “Bugüne kadar sektör için tüm krizler en fazla 6 ay sürerdi. Sektör de buna göre vaziyet alırdı. Ancak bu defa 36 aydır sürüyor. 2004’ten itibaren konut sektöründe genç çekirdek aile için konut edinmek kolaylaşmıştı. Bir maaş konut taksitini öder, bir maaş da evi geçindirirdi. Son yıllarda fiyat artışları ve yüksek faiz bu denklemi bozdu” diyor.
Çözüm önerilerini de şöyle sıralıyor: “Artık büyükşehirlerde yaşam şartları her açıdan ağırlaştı. Birçok vatandaşımız tersine göçü düşünüyor. Bir de hızlanması gereken kentsel dönüşüm var. Bence bu iki eksen bize çözüm sunabilir. Riskli yapı stokunun ortadan kalkması için kentsel dönüşümün hızlanmasında herkes hemfikir. Ancak tüm yükün devlet ve riskli bina sahipleri üzerinde kalması büyük problem. İhtiyaç olan katma değerin emsal artışı ile sağlanması da hiç istenmiyor. Çözüm için iki önerim var: Birincisi, büyük şehirlerden daha rahat yaşayabilecekleri bölgelere göç etmek isteyenler için her imkâna sahip yeni şehirler kuralım ya da küçülmüş eski şehirleri yeniden ele alalım. İkincisi ise büyük şehirlerde yaşamına devam etmek isteyenler için tıkanmış kentsel dönüşümün önünü açalım, ada bazında dönüşüm planları ile yoğunluğu artırmadan bazı bölgelerde fonksiyon değişikliği yaparak ihtiyaç duyulan katma değeri yaratalım.”

         


Geri Dön