11 / 10 / 2024

Nermin Çiviciler: Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı!

Nermin Çiviciler: Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı!

Geçtiğimiz günlerde çıkarılan bir kanunla, Anayasa Mahkemesinin kuruluş ve işleyişi yeniden düzenlendi. Hatırlanacağı üzere, daha önce yapılan halk oylaması sonucunda, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı kabul edilmişti...




Geçtiğimiz günlerde çıkarılan bir kanunla, Anayasa Mahkemesinin kuruluş ve işleyişi yeniden düzenlendi. Hatırlanacağı üzere, daha önce yapılan halk oylaması sonucunda, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı kabul edilmişti. Yeni kanun, bu hakkımızı nasıl kullanacağımızı düzenlemekte.

Yasaya göre; haksız eylemler dışında, sadece yargı kararları ile gerçekleşen hak ihlallerinde kişisel olarak Anayasa Mahkemesine başvurabileceğiz. Bunun dışında kanunların anayasaya aykırılığı eskisi gibi yalnız, Cumhurbaşkanı, siyasi partiler ve mahkemeler eliyle ileri sürülebilecek. İdarelerin, kişiye yönelik olmayan genel düzenleyici işlemlerine karşı da bireysel başvuru yapılması söz konusu değil.

Hakkını aramak için mahkemeye başvuran vatandaş, verilen kararla tatmin olmamış,  hakkının ihlal edildiğine inanmakta ise, Anayasa Mahkemesi ne başvurabilecek. Ancak, Anayasa Mahkemesi olağanüstü bir temyiz mahkemesi gibi, verilen kararın doğru ya da yanlışlığını tartışmayacak. Sadece yapılan yargılamada, temel hakların ihlal edilip edilmediği incelenecek. Anayasa Mahkemesi, hak ihlali bulunduğu sonucuna varırsa, dosyayı yeniden yargılama yapmak üzere mahkemesine geri gönderecek. Mahkemelerin Anayasa Mahkemesinin kararlarına karşı direnme hakkı yok. Yeniden inceleme mümkünse dosya üzerinden yapılacak.

Anayasa mahkemesi bazı hallerde, tazminata da hükmedebilecek.

Kanun 23.09.2012 tarihinde yürürlüğe girecek

'İnsan hakları' konusunda bugüne kadar hiç de iyi bir sınav vermemiş olan Anayasa Mahkemesi'nin, ihlaller konusunda etkili olup olamayacağı bir yana, bu yeni başvuru imkanının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidecekler açısından bir tür 'vakit kaybı' olacağından korkarım.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıçın Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru konferansındaki yargı reformunun gerçekleşmemesi halinde bireysel başvuruda Anayasa Mahkemesinin halinin nice olacağını düşünmek dahi istemiyorum  sözleri de bu korkuyu haklı kılmakta.

İnsanın aklına ister istemez Bölge Adliye (istinaf) Mahkemelerinde yaşanan süreç gelmekte. Ülkemizdeki yargılama süresinin kabul edilemez biçimde uzun oluşuna Yargıtayın iş yükünün sebep olduğu gerekçesiyle, 2004 yılında Bölge Adliye Mahkemeleri kurulmuştu.

2006 yılında faaliyete geçmesi öngörülen Bölge Adliye Mahkemelerinden bu gün hala ses yok.  Üstüne 2004 yılından beri,  bu kanuna dayanarak, temyiz mahkemesi istinaf mahkemesi gibi hareketle, davaların esasına girmekte, yargılama sürecini büsbütün uzatmakta.

Oysa istinafta, ilgili Bölge Adliye Mahkemesinin, mahkeme kararını hem hukukî yönde hem de olay yönünden incelemesi asılken, Yargıtayın görevi sadece,  hukukun doğru uygulanıp uygulanmadığını denetlemektir.

2004 yılında Yargıtaya Bölge Adliye Mahkemeleri kurulana kadar, geçici olarak, istinaf mahkemesi yetkisi verildi. Bu gün temyiz mahkemesinin sayın yargıçları, davacı ve davalının katılımı ile yıllarca yargılama yapan asıl hakimin yerine geçip, dosya üzerinden kararları bozmakta hiçbir sakınca görmemektedir. Şahitleri bizzat dinlememiş, keşifte bulunmamış, dava konusunun fiziki özelliklerinden bihaber kişilerce verilen 50-60 sayfayı aşkın Yargıtay kararları ile, yıllar süren yargılama sonucunda oluşan kanaat maalesef yok sayılmakta, karar adeta hakime dikte ettirilmektedir.  

Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru sürecinin, Bölge Adliye Mahkemeleri ne benzememesi temennisiyle, sağlıklı bir hafta dilerim.

Nermin Çiviciler/Milliyet Emlak


Geri Dön