New York Times, Rönesans Rezidans'ı araştırdı: Lüks apartman neden yıkıldı?
New York Times tarafından yapılan bir araştırma ve adli analiz, büyük depremde kusurlu tasarım ve asgari denetimin nasıl ölümcül sonuçlar oluşturduğunu gözler önüne serdi. New York Times, Rönesans Rezidans'ı araştırdı. İşte o lüks apartmanın ölüm tuzağı olmasının nedenleri...
İMAR DEĞİŞİKLİKLİĞİ SÜRECİ ÜSTÜNKÖRÜ OLDU
Söz konusu bu güvenlik hissi prestijli olan Antis Yapı şirketinin binayı inşa eden firma olmasıyla daha da arttı. Şirketin başındaki Mimar Yaşar Coşkun, ildeki bir meslek kuruluşu olan Mimarlar Odası'nın başkanıyken, kardeşi Yalçın ise yapıyı planlayan ve inşaatın büyük bölümünü denetleyen mühendislerdendi. İki kardeş de prestijli teknik üniversitelerden mezun olmuştu.
Coşkun ailesinin üyeleri ve dostları, belediye başkanının eşi ve binanın başmüfettişinin eşi gibi Rönesans'ta pek çok eve sahipti ve görünüşe göre binanın kalitesine kefil olmuşlardı. Arazi, yerel bir işadamı ve siyasetçi olan aile reisi Süleyman'ın yatırım için satın aldığı Şahin ailesinindi. Ekinci'de konut talebi arttıkça, Şahin 2006'da arazinin imara açılması için başvuru yaptı.
Bu karar, bölge sakinleri tarafından seçilen dokuz üye ve belediye başkanından meydana gelen yerel meclise aitti. Eski belediye başkanı Yeral'a göre bu üyelerden bazıları, benzer şekilde imar edilecek arazileri olan büyük ailelerin üyesiydi. Mecliste görev yapmak teknik uzmanlık gerektirmiyorken, Rönesans arsasının imarını onaylayan konseyde yer alan eski üyelerden Ali Günsay, imar değişikliklerini onaylamak için üstünkörü bir süreçten geçildiğini dile getirdi. Günsay, açıklamasında "Bunları önümüze getirirlerdi, imzalamamızı söylerlerdi ve biz de imzalardık" dedi.
Belediye meclisine danışmanlık yapan belediyenin teknik işler müdürü Mehmet Ezer, imarın aleyhinde tavsiyede bulunduğunun altını çizdi ve 2010'da yalnızca 6 bin 700 kişinin yaşadığı küçük bir yer olduğuna dikkat çekti. Konsey üyelerinin aksine, Ezer prestijli bir üniversiteden mühendislik mezunuydu fakat konseyin kararlarına itiraz edecek güçte olmadığını söyledi. Fakat eski konsey üyeleri Ezer'in Rönesans'a karşı olduğunu anımsamadıklarına vurgu yaptılar.
Şahin, araziyi geliştirmeleri için Coşkun kardeşleri tuttu ve Mimar Yaşar Coşkun'un kendisine Rönesans'ın 9 şiddetindeki bir depreme bile dayanacak kadar güçlü olacağına ilişkin güvence verdiğini söyledi. Şahin, konuya ilişkin "Ona çok iyi bir anlaşma yapacağımı söyledim. Sadece güvenli bir şekilde inşa edin dedim" şeklinde konuştu.
İLK PLANDA 156 DAİRE VARDI, SAYI ARTIRILDI
Şahin ailesi ile Coşkunlar arasında Aralık 2009'da yapılan ve Times tarafından incelenen bir sözleşmede, deprem sırasında bir binanın diğerine zarar verme ihtimalini düşüren bir düzendeki üç ayrı kule olduğu görülüyor.
Fakat Eylül 2010 tarihli güncellenmiş bir sözleşmede yyeni bir plan vardı. Bu planda, üç kule uzun, ince bir binada birleştirilmişti ve güneyde dördüncü, daha kısa bir bina daha yer alıyordu. İlk planda yalnızca 156 daire bulunuyorken, yeni planda daire sayısı 251 yapılmıştı.
Müteahhitler yaptıkları açıklamada, bu değişikliğin daha fazla para kazanmak için değil, satılması daha kolay olacak daha küçük daireler oluşturmak için yapıldığına dikkat çekti.
2011 Mayıs'ta Coşkun kardeşler ve takım elbiseli ve baretli bir grup ileri gelen, Rönesans'ın temeline beton döktü. Coşkunlar Yetkin Yapı Denetim'i işe aldı. Times'ın 120'yi aşkın denetim raporunu incelemesi, şirketin Rönesans'taki inşaatı ne kadar titizlikle izlediğine ilişkin soruların gündeme gelmesine sebep oldu.
Belgeleri inceleyen İstanbul İnşaat Mühendisleri Odası üyesi İlkay Teltik, bunları "Üstünkörü ve özensiz" şeklinde işaret etti. Raporların 100'den fazlası ortaklardan biri olan Mehmet Haşim Eraslan tarafından imzalandığı görülürken, devlet kayıtlarında Eraslan binanın denetçileri arasında gösterildiği de belirlendi. Telefonla ilk ulaşıldığında Eraslan, çöküşten sonra haberlerde görmeden önce Rönesans'ı duymadığına dikkat çekerek "Biz onun denetçileri değildik" demişti.
Depremden bu yana geçen aylarda Türk savcılar yıkıma ve ölümlere ilişkin Rönesans soruşturmasını sürdürüyor. Bu kapsamda iki kişi tutuklandı. Mimar Yaşar Coşkun, Karadağ'a uçmak isterken havaalanında yakalandı. Soruşturma çerçevesinde, denetim şirketinin ortaklarından birinin oğlu da gözaltına alınırken, savcılar en az iki kişi hakkında daha yakalama emri verdi. Bunlar da arazide inceleme yapan bir kadın ile Karadağ'da iş yapan müteahhit Yalçın Coşkun.
EN AZ 300 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ
Soruşturma hakkında bilgi sahibi bir kişiye göre, savcılar şu ana kadar en az 300 vatandaşın göçükte öldüğünü ileri sürüyor. Fakat ölü sayısı muhtemelen çok daha fazla. Kimlikleri tespit edilemeden gömülmeleri ya da kalıntılarının yanlışlıkla molozlarla beraber taşınması sebebiyle onlarca bölge sakini hala kayıp.
Macaristan'dan gelen bir kurtarma ekibi Keskin'i depremden 50 saatten fazla bir zaman sonra nkaz altından çıkardı. Hayatta kaldığı için suçluluk hissettiğini belirten Keskin, Rönesans'ı inşa edenlere duyduğu öfkeyle savaşıyor ve "Eğer söylenenler doğruysa, bu gerçekten bir mühendislik hatası. Bunu söylemeye yüreğim el vermiyor ama bu bir cinayet" diyor.
Son haftalarda deprem bölgesinden geçerken, yıkılmayan birçok yapının dikkatini çektiğine de değinen Keskin, "Bu, eğer doğru yaparsanız kimsenin ölmeyeceği anlamına geliyor" şeklinde konuştu.
Büyükçekmece'de deprem riski taşıyan blokların yıkımına başlandı
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan'dan kritik deprem açıklaması: Enerji henüz azalmadı!