13 / 10 / 2024

Ömer Aykul: Kanal İstanbul bölgeyi olumsuz etkileyecek!

Ömer Aykul: Kanal İstanbul bölgeyi olumsuz etkileyecek!

TEMA Vakfı, Eko-Siyaset Bildirgesi ile siyasi partilere, salt ekonomi odaklı siyasetten vazgeçmeleri çağrısında bulunuyor. Seçmenlere “Destekleyeceğiniz siyasi partinin çevre Hakkı 'nı nasıl koruyacağını sorgulayın ” diye sesleniyor




TEMA Vakfı, siyasi partilere “salt ekonomi odaklı projeler dönemi bitmeli, ekolojik siyaset dönemi başlamalı ” çağrısında bulunduğu, seçmenlerden de destekleyecekleri siyasi partinin çevre hakkını nasıl koruyacağını sorgulamalarını istediği “Eko-Siyaset Bildirgesi ” hazırladı. Bildirgeyi dün bir basın toplantısıyla açıklayan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Arıkan, seçim döneminde ekolojik konularda partilerin yeterince çevre konularına eğilmediğini gördüklerini ve bu nedenle söz konusu bildirgeyi hazırladıklarını belirtti.

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Deniz Ataç ise bildirgenin içinde toprak, su, tarım, orman, ormanın altında madencilik ile çevre konularının yer aldığını kaydetti. Dünyada yılda ortalama kilometrekarede 142 ton, Türkiye 'de ise 955 ton toprağın erozyonla kaybedildiğine dikkati çeken Ataç, ülke yüzeyinin her yıl 0.8 milimetre aşındığını, Türkiye topraklarının sadece yüzde 7 'sinde erozyon olmadığını ifade etti.

Su yasası çıkarılmalı

Kanunla öngörülmesine rağmen, tarımsal potansiyeli yüksek olan ve amaç dışı kullanım talanı, bozulma ve kirlenme süreçleriyle hızla yok olan büyük ovaların korunması konusunda bugüne kadar hiçbir adım atılamadığına dikkati çeken Ataç, yine 5403 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince büyük ovaların zaman yitirilmeden Bakanlar Kurulu kararıyla koruma altına alınmasının daha fazla ertelenmemesi gerektiğini ifade etti.

Türkiye 'nin tüketilebilir yerüstü ve yeraltı su potansiyelinin yılda ortalama 112 milyar metreküp olduğunu, kişi başına yıllık su hakkının ise 1.430 metreküp olduğunu anlatan Ataç, Türkiye 'nin su zengini bir ülke değil, su azlığı yaşayan bir ülke olduğuna dikkati çekti. Ataç, çözüm için acilen Su Yasası 'nın çıkarılması gerektiğini vurguladı.

çölleşme riski

TEMA Yönetim Kurulu Üyesi ve İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince de, “Doğaya kısa vadeli yaklaşmak, ayağını yorganına göre uzatmamak demek. şžu andaki gösterge bizim değil havayı, ağacı, suyu eldeki toprak varlığını dahi kullanamadığımızı gösteriyor. İstanbul 'un dibinde çölleşme, su kıtlığı görüyoruz ” dedi.

TEMA Vakfı Tarım Danışmanı Mahir Gürbüz de, Türkiye 'de üretilen buğdayın yaklaşık 20 milyon ton civarında olduğunu, bunun 15 milyon tonunun toplumun beslenmesi için harcandığını, dolayısıyla ülkenin buğdayda ancak kendine yetebilir noktada olduğunu anlattı.

şžu andaki artış hızıyla Türkiye 'nin nüfusunun 2030 yılında 100 milyon olmasının öngörüldüğünü belirten Gürbüz, şöyle devam etti: “Artı 30 milyon... Bir kişi yılda 200 kilogram buğday tüketiyorsa, 6 milyon ton daha ek buğdaya ihtiyaç var. Nerede üreteceksiniz Yeni tarım arazisi yok. Verimi artıracaksınız. Öncelikle tarım arazisini altın gibi korumak zorundasınız. ”

‘KANAL İSTANBUL OLUMSUZ ETKİLER '

TEMA Vakfı Hukuk Danışmanı avukat Ömer Aykul ise TEMA Vakfı 'nın Kanal İstanbul projesinin olduğu coğrafyada halen devam eden 2 davasının bulunduğunu, bu davalar nedeniyle birtakım bilgilerin ellerinde olduğunu belirterek, “Projenin yapılması halinde o bölgenin orman, su toplama havzaları ile güneye doğru indikçe mera ve tarım alanlarının olumsuz etkileneceği konusunda endişemiz üst düzeydedir ” dedi. TEMA Yönetim Kurulu Üyesi Yeşne Karaca İren de, Kanal İstanbul projesine ilişkin, “Mevcut ekosistemi her şeyiyle bozarak ondan sonra ağaçlandırma yapmak doğru değil. Mevcut bir doğal varlığın yok edilerek, daha sonra telafi edilmesi çok cazip değil. Daha fazla ağaç dikilecek konusunu, ekosistemi bozuyor mu, bozmuyor mu noktasından değerlendirmek lazım ” diye konuştu.
Milliyet


Geri Dön