15 / 11 / 2024

Temizlenerek tarıma uygun hale gelen mayınlı arazilerin değeri 2 milyar TL!

Temizlenerek tarıma uygun hale gelen mayınlı arazilerin değeri 2 milyar TL!

Mayınlı arazilerin ekonomiye kazandırılması çalışmaları kapsamında 60 yıldır kullanılamayan toprakların temizlik sonrası tarıma uygun olduğu tespit edildi. Tarlaya dönüşebilecek arazinin satış değeri ise 1,5 ile 2 milyar lira arasında olacak...




Türkiye - Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin özelliklerinin belirlenmesi için farklı alanlardan bilim adamlarının bulunduğu bir araştırıcı grubu projesini tamamlandı. Harran Üniversitesi (HRÜ) Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu koordinatörlüğünde yapılan ve 1.5 yılda tamamlanan arazi ve laboratuvar çalışmalarında uzaktan algılama ve CBS tekniklerinden yararlanıldı. Tamamlanan proje çalışması sonucunda Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak illerinin mayınlı arazilerinin 584 km uzunluk ve 19 bin 88 hektarlık toplam alana sahip olduğu ve arazilerin yüzde 84'lük kısmının ise işlemeli tarıma uygun olduğu belirlendi.


YÜZDE 70'İ SULANABİLİR ALAN


Türkiye güvenlik nedeniyle 1955 ile 1998 yılları arasında sınırları boyunca belli bölgelere kara mayını döşedi. Bu araziler PKK tamamen çekildiğinde temizlenerek tarla haline getirilecek. Ekilip dikilen araziler ekonomiye ve bölge halkının katkısına sunulacak.Şanlıurfa'da mevcut tarım arazilerinin metrekare fiyat ortalaması baz alındığında toplam mayınlı arazilerin tarıme elverişli olan yüzde 84'lük bölümünün satışından elde edilebilecek gelir yaklaşık 1,5 ile 2 milyar TL olarak hesaplanıyor. Ziraat Mühendisleri Odası, raporunda bu arazinin yüzde 70'inin sulanabilir özellikler taşıdığının altını çizdi. Tarım Reform Genel Müdür Gürsel Küsek, '250 metre genişliğinde 300 km uzunluğunda dar bir koridor şeklinde bir petrol rezervi olamaz. Olsaydı mayını kaldırmadan bu petrolü almak mümkündü. Ama bu mayınlı arazinin altında petrol yok' dedi. Milli Savunma Bakanlığı tarafından verilecek ihale kapsamında projenin operasyonel, lojistik, teknik, kalite ve emniyetine ilişkin teşkilat yapısı oluşturulacak. Ardından mayın temizleme ve destek personeli işe alınacak. Mayın Arama Köpekleri (MAKÖ) bölgeye sevk edilecek. Türkiye içerisinden mahalli olarak istihdam edilecek personel işe alınacak.


Süreç 2016'da sona erecek


Mayınlar 4 etapta temizlenecek. Birinci aşama Çobanbey'den Akçakale'ye, ikinci aşama Akçakale'den Ceylanpınar'a, üçüncü aşama Ceylanpınar'dan Nusaybin'e, son aşama ise Nusaybin'den Cizre'ye uzanan bölgelerden oluşuyor. Tüm sürecin 2016 yılında son bulacağı belirtiliyor. Sınırların temizlenmesinin ardından ise iç bölgelerde terör probleminden dolayı kırsal alanlara döşenen mayınların temizlenmesine geçilecek.


62 kültürel miras 3 antik kent


Hatay'la ilgili bölümün yeralmadığı çalışmada, mayınlı alanlardaki tuzluluk, drenaj, taşlılık ve erozyon sorunu bulunan araziler de haritalandı. Çalışma sonucunda mayınlı alanlarda ve yakın çevresinde 62 kültürel miras tespit edilirken ve bunların arasında 3 antik kent alanı olduğu belirtiliyor. Ayrıca uzun zamandır kullanılamayan arazilerde kırmızı kantaron otu gibi endemik bitki varlığı da ortaya çıkarıldı.


15 bin kişiye tarımda iş imkanı sağlar


ZMO'nun raporunda, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Türkiye'nin gelişmişlik düzeyi en düşük bölgelerinden olmasına dikkat çekilerek, mayınlı arazilerin temizleme sonrasında yöre çiftçisine tahsis edilmesi durumunda yaratacağı istihdamın, Türkiye'nin sosyal dengeleri açısından çok önemli olduğu vurgulanıyor. Rapora göre 170 bin dekar işlenebilir tarım alanı, Türkiye ortalaması işletme ölçeği olan 59 hektarlık işletmelere bölündüğünde, 2 bin 881 adet tarım işletmesini doğuruyor. Her bir hanenin en iyimser tahminle tarım işinde çalışabilecek yaşta olan 5 kişiden oluştuğu düşünüldüğünde, 14 bin 405 kişilik bir istihdam kapasitesi ortaya çıkıyor.


İşletme başına net gelir ise 10 bin 621 lira olarak gerçekleşiyor. Kooperatif yapısı altında örgütlenen köylü üreticininin üretiminin Türkiye'nin gıda güvenliği ve gıda güvencesine önemli katkı sağlaması bekleniyor.


Yasemin Asan/Yeni Şafak Gazetesi


Geri Dön