22 / 11 / 2024
fuzul

Terekenin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen reddi!

Terekenin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen reddi!

Yasal mirasçılar, yakınından miras kalan terekenin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen reddi ni isteyebiliyor. Terekenin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen reddi davası Sulh Hukuk Mahkemesinde açılabiliyor...




Terekenin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen reddi!

Miras hukuku gereğince, tereke; ölen bir kimsenin geriye bıraktığı mal ve mülke deniyor. Mirasçılara miras kalan tereke; taşınır ve taşınmaz mallar olabildiği gibi bir hak  veya borç da olabiliyor.


Mirasın kabul edilmesi halinde tereke olduğu gibi kabul ediliyor. Reddedilmesi halinde ise yine tereke olduğu gibi reddediliyor. Miras reddinde bir kısmının reddedilmesi veya yalnız kalan borcun reddedilmesi gibi bir uygulama bulunmuyor.


Mirasçılar, kanunen mirası üç ay içinde reddedebiliyor. Red süresi, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlıyor.


Yasal mirasçılar, terekenin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen reddi ni isteyebiliyor. Terekenin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen reddi davası Sulh Hukuk Mahkemesinde açılabiliyor.


Terekenin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen reddi davası


T.C. YARGITAY

2.Hukuk Dairesi

Esas: 2000/852

Karar: 2000/3152

Karar Tarihi: 10.03.2000


ÖZET: Terekenin borca batık olduğunun tesbiti hakkındaki davada yetkili mahkeme tereke alacaklısının davarım açıldığı tarihteki ikametgahı mahkemesidir. Yetki uyuşmazlığının buna uygun çözülmesi gerekirken olayın özellik ve niteliğine uymayan amaç ve düşüncelerle yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir. 


(743 S. K. m. 545) (1086 S. K. m. 9)

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü,


İstek terekenin borca batık olduğunun tespitine ilişkindir (MK. 545), Kanunda bu dava bakımından özel yetki tayin olunmamıştır. Dava Medeni Kanunun 518 ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 11. maddesinde sayılan davalardan da değildir. O halde yetki konusunun Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 9. maddesindeki genel yetki kuralına göre belirlenmesi gerekir. Buna göre terekenin borca batık olduğunun tespiti hakkındaki davada yetkili mahkeme davalının yani tereke alacaklısının davarım açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. (Yargıtay 2. HD.nin 6.7,1973 tarihli 4596-4438 sayılı ve 17.10.1980 tarihli 9584-8233 sayılı 17.4.1997 tarihli 3065-4332 sayılı kararları) Yetki uyuşmazlığının buna uygun çözülmesi gerekirken olayın özellik ve niteliğine uymayan amaç ve düşüncelerle yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir. Öte yandan kanunun açıkça belirlediği kesin yetti kuralları dışında" yetki ilk itirazı (HUMK. 187) cevap süresi (HUMK. 195) içinde, doğru bir şekilde (HUMK. 23) ortaya konmadıkça dinlenemez. Davalının yetki ilk itirazı olmadığı gözardı edilerek dava dilekçesinin yetki yönünden reddi ve yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.


Sonuç: Hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 10.3.2000


MUHALEFET ŞERHİ

Terekeye ilişkin yetkili mahkemelim belirlenmesine Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 11 ve Medeni Kanunun 518 maddeleri ile değinilmiştir.


Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 112 maddesi tereke aleyhine açılan tüm davaların Medeni Kanunun 518 ile ölüme bağlı kazandırmalar, iptal ve tenkis, mirasın paylaştırılması miras sebebiyle istihkak davalarının (istihkak davaları için ayrıcalık tanınmış davanın taşınmazın bulunduğu yerde de açılabileceği kabul edilmiştir. HUMK. md 11/2-a) miras bırakanın son ikametgahı mahkemesinde görüleceğini kesin yetki kuralı koyarak belirlemiştir.


Terekenin borca batık olması nedeniyle red bin tespiti diğeri yenilik doğuran iki ayrı hükmün oluşmasını sağlar. Bunlardan tespiti içeren bolüm tamamen terekenin özünü ilgilendirir Bu yönü ile yetkili mahkemenin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 11/2 maddesi gereği miras bırakanın son ikametgahı mahkemesinde görülmesini gerektirir. Yenilik doğuracak mirasın reddinin tescilinde terekenin alacakları söz konusudur. Bu durumda alacaklılardan her hangi birinin ikametgahının seçimi mirasın reddinin tescilini isteyen mirasçıya bırakılmaktadır. Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu ve Medeni Kanunda mirasın reddiyle ilgili yetki kuralı konulmamıştır. 


Benzetme yolu ile bu boşluğun doldurulması gerekir Özel yetki kuralının bulunmaması halinde genel yetki kuralına başvurulması esas olmakla beraber, burada terekeye sıkı sıkıya ilgili bir durum söz konusu olduğundan terekenin reddinin de Medeni Kanunun 518. ve Hukuk Usulü Muhakemelerı Kanununun 11. maddesinin belirttiği tanını içinde yorumlanması gerekir. Bu yorum amaca uygun yorum olur. Aksı halde değişik mekanlarda bulunan alacaklıların kendileri için uygun olmayan bir mahkemede yargılamaya zorlanmaları yasal amaca uygun değildir. Gerçek red ile hükmi red arasında yetki yönünden ayrımı yapılamaz. Yetkili mahkemenin miras bırakanın son ikametgahı olarak kabulü alacaklıların da yararınadır. Zira terekenin en iyi şekilde değerleneceği yer son ikametgahtır, Sayın Esat Şener ve Prof. Dr İlhan E. Postacıoglu mirasın reddinde yetkili mahkemenin son ikametgahı mahkemesi olduğunu belirtmektedir.


Terekenin borca batık olması ne demek?



Işıl Seren KESKİN/Emlakkulisi.com




Geri Dön