18 / 07 / 2024

Yabancı bankalar Ilısu'dan desteği çekti

Yabancı bankalar Ilısu'dan desteği çekti

Hasankeyf'in yüzde 80'ini sular altında bırakacak Ilısu Barajı'nı finanse eden Alman, Avusturyalı ve İsviçreli kredi kuruluşları projeden desteklerini çekti




Bankaların ortak açıklamasında çevre ve tarihi dokunun korunması gibi şartlarda iyileşme olmamasını neden olarak gösterdi.

Batman'ın tarihi Hasankeyf ilçenin yüzde 80'ini sular altında bırakacağı için eleştirilen Ilısu Barajı'nı finanse eden Alman, Avusturyalı ve İsviçreli kredi kuruluşları projeden desteklerini çekti. Alman Euler Hermes Kreditversicherung, Avusturyalı Kontrollbank ve İsviçreli Exportrisikoversicherung bankaları yaptıkları ortak açıklamada çevre ve tarihi dokunun korunması gibi şartların bazı iyileştirilmelere rağmen verilen süre içinde yerine getirilmediğini belirtti. Almanya'nın, aralık ayında Türkiye'ye belirli şartlar yerine getirmesi için verdiği 180 günlük süre önceki gün dolmuştu.

153 maddelik mutabakat

Finansör firmalar, daha önce Türkiye ile imzaladıkları 153 maddelik ve 175 sayfalık mutabakat zabıtlarının yerine getirilmediğini gerekçe gösterdi. İmzalanan mutabakat zabıtlarında Türkiye adına hükümetin destek mektubu yer almıştı. Kredi kuruluşları, Türkiye'den istedikleri şartlar arasında, kültürel varlıklar ile ilgili işlerde çalışan işçilerin en az yüzde 50'sinin barajdan etkilinen kişilerden oluşması, su altında kalan köy ve evlerde yaşayanların geçmişlerini unutmaması için fotoğraflar çekilmesi, mülkiyet adaletsizliğinin ortadan kaldırılması ve herkese eşit arazi verilmesi, kıyıdaş ülke olan Irak ve Suriye elçiliklerine bilgi verilmesi gibi şartlar yer alıyordu.

Baraj hiç yapılmasın

Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanları Claudia Roth ve Cem Özdemir, Türkiye'nin Almanya, Avusturya ve İsviçre'nin kredi vermemesi durumunda barajın yapılacağı yönünde açıklama yapmasının endişe verici olduğunu belirtti. Roth ve Özdemir, Almanya'nın ve diğer ülkelerinin bu projeden ayrılmalarını doğru ve geç kalınmış olarak değerlendirerek, "Türkiye'nin, Almanya, Avusturya ve ya İsviçre kredi vermeden de barajın yapılacağı açıklaması endişe verici" şeklinde görüş belirtti. Alman hükümetini, Türkiye'nin bu barajın yapımı için planları durdurması için çaba harcamasını talep eden Roth ve Özdemir, Hasankeyf ve bölgesinin baraj yerine kültür turizminin merkezi haline getirilmesi için desteğe ihtiyaç olduğunu kaydetti. Bu konuda en önemli adımın bu bölgenin UNESCO kültür mirası olarak kabul edilmesi olduğunu ve buna kendilerinin de destek verdikleri ifade eden Özdemir ve Roth, Alman hükümetinin Türkiye'ye büyük bir baraj yerine ekolojik alternatiflerin gelişmesi için destek vermesi gerektiğine dikkat çektiler.

1.8 milyar Euro'luk proje

Ilısu projesinin 1.8 milyar Euro büyüklüğe sahip.

Projesi için toplam 1.2 milyar Euro dış kredi kullanılacağı açıklanmıştı.

Hasankeyf tarihi ve kültürel varlıklarının korunması ve kurtarılması için 25 milyon Euro civarında bir kaynağa ihtiyaç olduğu hesaplanıyordu.

Yüzey çalışmaları, kazılar ve taşımalar için 53 milyon dolarlık bir bütçe gerekeceği tahmin ediliyordu.

Baraja değil tarihin su altında kalmasına karşıyız

Hasankeyf Belediye Başkanı Abdulvahap Kusen, kararı memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, "Tarih, kültür, insanlık mirası ve Hasankeyf adına alınan karar sevindirici. Hasankeyf'in yok edilmesini istemiyoruz. Buranın gelecek kuşaklar için kalmasını istiyoruz" diye konuştu. Kusen, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz barajın yapılmasına karşı değiliz. Sadece tarihi ilçemizin sular altında kalmasını istemiyoruz. Bundan sonra Hasankeyf'in sular altında kalmasını önleyecek projeler geliştirilmesini istiyoruz. Yoksa bir değil, 10 baraj da yapılsa karşı çıkmayız. Bizim çabamız sadece Hasankeyf içindir."

Türkiye şartları yerine getirmedi

Almanya Ekonomi ve İşbirliği Bakanı Heidemarie Wieczorek-Zeul, baraj için finansman sağlayan bankaların desteğinin çekmesini memnunlukla karşıladığını belirterek, "Ilısu'ya eleştirel bakışımız başından bu yana doğruydu. İnsanların, çevrenin ve kültür varlıkların korunması sağlanmıyorsa baraj için kredi sözleşmeleri bitirilmeli" dedi. Zeul, Türkiye'nin şartları yerine getirmediğini ve bankaların verdiği kararın doğru olduğunu kaydetti. 
Hürriyet

Konuyla ilgili basında yer alan diğer haberler

Ilısu Barajı desteksiz kaldı

Batman'ın tarihi ilçeli Hasankeyf'i sular altında bırakacak Ilısu Barajı'na finansör olan Almanya, Avusturya ve İsviçre'deki kredi kuruluşları, bugün yaptıkları açıklamayla projeden desteklerini çektiklerini açıkladı. Finansör firmalar, daha önce Türkiye ile imzaladıkları 153 maddelik ve 175 sayfalık mutabakat zabıtlarının yerine getirilmediğini gerekçe gösterdi. İmzalanan mutabakat zabıtlarında Türkiye adına hükümetin destek mektubu yer almıştı.

Hasankeyf'in yüzde 80'ini sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı'na daha önce kredi desteğini vereceğini açıklayan Almanya, Avusturya ve İsviçre'deki kredi kuruluşları projeden çekildiklerini resmen açıkladı. Kredi kuruluşları, Türkiye'den istedikleri şartlar arasında, kültürel varlıklar ile ilgili işlerde çalışan işçilerin en az yüzde 50'sinin barajdan etkilinen kişilerden oluşması, su altında kalan köy ve evlerde yaşayanların geçmişlerini unutmaması için fotoğraflar çekilmesi, mülkiyet adaletsizliğinin ortadan kaldırılması ve herkese eşit arazi verilmesi, kıyıdaş ülke olan Irak ve Suriye elçiliklerine bilgi verilmesi gibi şartlar yer alıyordu.

ILISU'YU DIŞ DESTEKSİZ BIRAKAN 175 SAYFALIK MUTABAKAT ZAPTI

Ilısu Barajı'na kredi verecek olan Avusturya'nın Oestterreichische Kontrollbank, Almanya'dan Euler Hermes, İsviçre'den Exportrisikogarantie resmi kredi kuruluşları ile DSİ Genel Müdürlüğü arasında 6 Ekim 2006 tarihinde kredi şartları ile ilgili 153 maddelik ve 175 sayfa tutan bir mutabakat zabtı imzalandı. 175 sayfalık mutabakat metninde, kredi kuruluşlarının Türkiye'den şartları, kültürel miras, çevre konuları, yeniden yerlişim, mali yapı ve kıyıdaş ülkeler başlıkları altında sıralandı. Kültürel Varlıklar Komitesi'nin Hasankeyf'teki tarihi yapıların başka yere taşınması ve Dicle havzasındaki, bilinen veya bilinmeyen, ilgili bulgular üzerinde arkeolojik çalışma yapmaktan sorumlu olduğu belirtilerek, "Bölüm yerel müzeler ile iş birliği içinde çalışacaktır. Arkeoloji açısından Dicle alanının önemli olması nedeniyle, proje uygulama birimi çalışmasının Dicle alanına Hasankeyf'teki kadar fazla odaklanmalıdır. Kültürel Miras Komitesi baraj üzerinde veya caddeler gibi altyapıdaki inşaat çalışması sırasında kendiliğinden oraya çıkan herhangi bir tarihi eser ile ilgilenecektir" denildi.

Kültürel Varlıklar alt komitesinde, 2 uluslararası kabul görmüş bağımsız bilirkişi, 2 bağımsız milli bilirkişi, 1 Kültür ve Müzeler Genel Müdürlüğü Temsilcisi, Kültür ve Müzeler Genel Müdürlüğü uzmanları ve temsilcilerinin yanısıra çağdaş tarih, tarih öncesi, yontma taş devri arkeolojisinde master yapmış bilirkişiler, 1 makine mühendesi, 1 mimar veya 1 mimari tarihçinin yer alması istenilen matabakat zaptında şöyle denildi: "Kültürel varlıklarla ilgili işlerde, ihtiyaç duyulan işçilerin asgari yüzde 50'sinin projeden etkilenen insanlardan oluşturulması, etnografik çalışmalar kapsamında, sular altında kalacak olan köylerin ve evlerin içerisinde yaşayanların geçmişlerinin unutulmaması için proje uygulama biriminin halkla görüşmeler yapması ve gerekli fotoğraf ve dokümantasyonu hazırlaması gerekir. Diyarbakır, Siirt ve Batman'da bulunan 3 aşamalı Atık Su Arıtma Tesislerinin işletme halinde ve tamamen fonksiyonel olduğunu ve baraj su tutulmasından önce, projelendirilen arıtma değerlerini sağladığının teyidi gerekir. 3 ildeki arıtma tesislerinin yapımının su tutulmasından 1 yıl önce tamamlanması gerekir. Hidroelektrik Santraline ilişkin olarak proje alanında sıtma ve diğer su kaynaklı hastalıkların görülme sıklığınının değerlendirilerek, bulgular hakkında bölgesel sağlık makamlarına bilgi verilmesi lazım. Havzada su tutma başlamadan önce proje alanında su kaynaklı hastalıklarda artışı önlemek üzere bir önlemler kataloğu geliştirecektir."

`MÜLKİYET ADALETSİZLİĞİ ORTADAN KALDIRILACAK'

Kredi kuruluşlarının kredi karşılığında Türkiye'den istedikleri şartlar arasında yer alan, `Arazi Mülkiyet Adaletsizliklerinin Analizi' başlığında ise projeden etkilenmiş bölgede arazi mülkiyetindeki adaletsizliklerin, bu mülkiyet modellerinin yeniden yerleşim üzerindeki potansiyel etkilerinin ve bu etkilerin her birini azaltmayı amaçlayan önlemlerin bir analizini istenerek, "Değerlendirme kapsamındaki durumlara çözümler bulunana dek bu önlemler taraflardan hiçbirinin bir olumsuzlukla karşılaşmamasını garanti edecektir. Projeden etkilenen alanların her biri için Devlet İstatistik Kurumu standart veya çiftlik modellerini referans olarak kullanarak, arazisi olmayan tüm hanelere veya ailelerini geçindirmek için yeterli düzeyin altında arazisi bulunanlara hükümet destekli yeniden yerleşim planı çerçevesindeki opsiyon paketini içeren, DSİ'ye devredilen arazinin dağıtımı için önlemler, uygulama takvimi ve izleme konsepti temin edecektir" denildi.

Ilısu Barajı'na kredi vereceğini açıklayan 3 ülkenin desteğini çekmesine neden olan kredi şartları arasında, Türk hükümetinden üst düzey bir yetkilinin kıyıdaş ülke olan ve su hakları bulunan Irak ve Suriye'ye projeyi daha iyi anlayabilmeleri için Ilısu projesine ilişkin bilgi ve çıktıları bu ülkelerin eçilerine verilmesi de istenmişti. Matabakat zabtında, "Proje hakkında talep üzerinde daha detaylı bilgi vermek üzere Irak ve Suriye'deki ilgilileri derhal Türkiye'ye davet edecektir" denilmişti. Matabakat zabtının altında ise Türkiye adına hükümetin destek mektubu yer almıştı.
Milliyet

Hasankeyf'te 'kara göründü'

55 yıldır yapılamayan Ilısu Barajı için çevreciler ve ünlülerden sonra Avrupa da 'yaygaracılar' arasına girdi. Alman, Avusturyalı ve İsviçreli finansörler krediyi çekti

Hükümetin `yaygara' olarak nitelendirdiği `Hasankeyf yok olmasın' kampanyası sonuç verdi, Ilısu Barajı, 55 yıllık tarihinde bir kez daha `tıkandı'.  Batman'ın tarihi ilçesi Hasankeyf'in yüzde 80'ini sular altında bırakacak Ilısu Barajı'na finansal destek sağlayan Almanya, Avusturya ve İsviçreli kredi kuruluşları `kredi koşulları yerine getirilmediği' gerekçesiyle anlaşmayı feshetti. `Biz değil hükümet lafta kaldı' diyen çevreciler mutlu,  kararın siyasi olduğunu öne süren Çevre ve Orman Bakanlığı ise 1.2 milyar avro maliyetli baraj inşasında ısrarlı...

450 milyon Euroluk şok
İlk projesi 1954'te hazırlanan  `Hasankeyf'e baraj', dün çevrecileri sevindiren yeni bir dönemece girdi. Avusturya, Almanya ve İsviçre İhracatçı Kredi Kuruluşları ile DSİ Genel Müdürlüğü  (DSİ) arasında 15 Ağustos 2007'de imzalanan anlaşma, üç kredi kuruluşu tarafından feshedildi.
Alman Euler Hermes Kreditversicherung, Avusturyalı Kontrollbank ve İsviçreli Exportrisikoversicherung adlı resmi kredi kuruluşları ile DSİ Genel Müdürlüğü arasında imzalanan anlaşmada, kredi kuruluşlarının Türkiye'den beklediği şartlar, kültürel miras, çevre konuları, yeniden yerleşim, mali yapı ve kıyıdaş ülkeler başlıkları altında sıralanmıştı. Ancak geçen süreçte kredi kuruluşları bu şartlara uyulmadığını sık sık gündeme getirmişti. Türkiye'ye toplam 450 milyon Euro kredi sağlayacak kuruluşlar en son 23 Aralık 2008'de Türkiye'ye, 89 kriterin yerine getirilmesi için 180 gün süre tanımıştı. Bu süre 6 Temmuz'da sona erdi. Kredi kuruluşlarının, www.serv-ch.com adlı internet sitesinde dün yayımlanan  açıklamada, `sigorta sözleşmesinde çevre, kültür mirasları ve çevredeki yerleşim birimleri ile ilgili maddelerde şart koşulan iyileştirmelerin verilen sürede tamamlanmamış olması' nedeniyle anlaşmanın feshedildiği duyuruldu.

Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, daha önce yaptığı açıklamalarda, Hasankeyf'i koruma mücadelesi veren çevreciler için `hep laf laf',  `yaygaracılar' demişti. Avrupalı ülkelerin kredi vermekten vazgeçmesine çok sevinen çevre kuruluşları, Bakan'ın bu sözlerini hatırlattı. Doğa Derneği Kampanya Koordinatörü Erkut Ertürk şöyle dedi: "Ilısu Barajı'nı yapacak konsorsiyumun bir kez daha dağılmış olması, Ilısu projesinin baştan yanlış tasarlanmış bir fikir olduğunu bir kez daha kanıtlanıyor. Talebimiz, Türkiye'nin de bir an önce bu projeyi durdurmasıdır ve Hasankeyf'i UNESCO Dünya Mirası listesine dahil etmesidir. Verilen mücadele büyük bir kamuoyu baskısı oluşturdu. Bakan Eroğlu'nun söylediği gibi `lafta kalmadı', krediden vazgeçildi. Asıl hükümet kritereri yerine getirme konusunda lafta kaldı."

`Avrupa sesimizi duydu'
Doğa Derneği Başkanı Güven Eken de, "Avrupa, Tarkan, Orhan Gencebay, Orhan Pamuk, Yaşar Kemal ve Sezen Aksu gibi fikir önderlerinin ve 100 bine yakın insanın sesini duymuştur" dedi.  Eken, kampanyalarının, Ilısu'dan vazgeçilene kadar süreceğini söyledi. Hasankeyfi Yaşatma Girişimi de sonucu `haklı mücadelenin büyük zaferi' olarak yorumladı ve "Türkiye hükümeti Ilısu Barajı'nı, Avrupa ülkeleri geri çekilse dahi, yapacağını iddia ediyor. Ülkenin  teknik kapasitesi ve mali donanım bunun gerçekleşemeyeceğini açıkça ortaya koymaktadır. Hükümeti bu projeden vazgeçtiğini açıklayarak, Hasankeyf ve Dicle havzasını koruyacak kalıcı proje hazırlamaya davet ediyoruz" dedi.

Bakanlık: 47 kriter tamamdı

Kredi kuruluşlarının projeden çekilmesi haberinin ardından Çevre ve Orman Bakanlığı da bir açıklama yaptı. "Tamamlandığında gövde hacmi bakımından ülkemizin ikinci, kurulu güç ve yıllık enerji üretim kapasitesi bakımından da dördüncü büyük barajı olma özelliğini kazanacak Ilısu Barajı ve Hidroelektrik santralı'nın (HES) inşasında yeni bir sayfa açılıyor" diye başlayan bakanlık açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
"DSİ gerek askıya alınma tarihi öncesinde ve gerekse askı süresince yoğun faaliyetlerde bulunmuştur. Bugüne kadar 89 adet görev tanımının 47'si tamamlanmıştır. İnşaata başlanması gereken tüm görev tanımları başarıyla yerine getirilmiştir. Uzmanlar Komitesi (UK) bu faaliyetlerin başarıyla tamamlandığını belirtmişlerdir. Ancak kredi kuruluşları UK'nın vermiş oldukları raporların aksine görev tanımı faaliyetlerinin başarıyla tamamlanmadığını ileri sürerek sözleşmeyi fesih ettiklerini belirtmişlerdir. Bu UK'nın raporlarına uyum göstermemekle beraber siyasi bir karar olarak görülmektedir. Türkiye Cumhuriyeti olarak Güneydoğu Anadolu Projesi'nin kilit bir halkası olan gerek enerji gerekse sosyal kalkınmanın bir ateşleyici gücü olarak gördüğümüz Ilısu Barajı ve hidroelektrik santral projesinin yapımı kararlığımızın devam ettiğini önemle vurgulamak isteriz."

Kuruluşlar neler istiyor?

Kredi kuruluşları ile Türkiye arasında 2006 tarihli Nihai Değerlendirme Toplantısı Mutabakat Zaptı'nda 89'u DSİ'nin kapsamına giren 153 maddelik  kriter belirlendi. 175 sayfalık mutabakattaki şartların bazıları:
* Kültürel Varlıklar Komitesi, Hasankeyf'teki tarihi yapıların
başka yere taşınması ve Dicle havzasında arkeolojik çalışma yapmaktan sorumlu olucak.
* Kültürel Varlıklar alt komitesinde, iki yabancı bağımsız bilirkişi, iki bağımsız milli bilirkişi, bir Kültür ve Müzeler Genel Müdürlüğü Temsilcisi, Kültür ve Müzeler Genel Müdürlüğü uzmanları ile çağdaş tarih, tarih öncesi, yontma taş devri arkeolojisinde master yapmış bilirkişiler, bir makine mühendisi, bir mimar-tarihçi yer alacak.
* İhtiyaç duyulan işçilerin asgari yüzde 50'si projeden etkilenen insanlardan oluşturulacak.
* Sular altında kalacak  köylerde yaşayanların geçmişlerinin unutulmaması için fotoğraflar çekilip
bilgiler hazırlanacak.
* Bölgede arazi mülkiyeti adaletsizlikleri giderilecek.
Arazisi olmayanlara hükümet destek verecek.
* Kredi şartları arasında, Türk hükümetinden üst düzey bir yetkilinin kıyıdaş ülke olan ve su hakları bulunan Irak ve Suriye'ye projeyi daha iyi anlayabilmeleri için Ilısu projesine ilişkin bilgi verecek.

Yılan hikâyesi 1954'te başladı

Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi (Ilısu Projesi ilk gündeme geldiğinde Adnan Menderes hükümeti işbaşındaydı. Geçen sürede 40 hükümet değişti.
1954:  Hasankeyf'i su altında bırakacak Ilısu Barajı projesi hazırlanmaya başlandı.
1971: Projenin ön hazırlık çalışmaları bitirildi.
1982: Kesin projeleri bitirildi.
1996: Finansmanın sağlanması için proje yap - işlet - devret modeliyle ihaleye sunuldu. Ama hiçbir şirket ihaleye girmedi.

Birinci konsorsiyum
20 Mart 1997: Ilısu Barajı'nın yapımı amacıyla Bakanlar Kurulu kararı çıkarıldı. Projenin yapımı için Britanya, Avusturya, İsviçre ve İtalya'dan oluşan konsorsiyum kuruldu.
2002:  Lider şirketin çekilmesiyle konsorsiyum dağıldı.

İkinci konsorsiyum
2004: Ilısu Barajı için Avusturya, İsviçre, Almanya ve Türkiye şirketlerinden yeni bir konsorsiyum oluşturuldu.
30 Ağustos 2005: Atlas ve Doğa Derneği'nin organize ettiği Hasankeyf'e Sadakat Treni, 300 yolcusuyla yöreye destek verdi.
Nisan 2006: `Hasankeyf'e Sadaka' imza kampanyası başladı. Binlerce kişinin imzaladığı dilekçeler Türkiye, Almanya, Avusturya ve İsviçre hükümet başkanlarıyla Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu'na gönderildi.
Mayıs 2006: Avusturya, İsviçre ve Almanya hükümetleri, konsorsiyuma proje sorunlarını aktardı.
9 Temmuz 2006: Ilısu Barajı'nın temelinin 5 Ağustos'ta atılacağı Nurol tarafından bildirildi.
6 Ekim 2006: Nihai Değerlendirme Toplantısı Mutabakat Zaptı (FAM Protokolü) imzalandı ve DSİ kapsamında 89 adet görev tanımı yapılması uygun görüldü.
14 Ağustos 2007: DSİ ile Ilısu Konsorsiyumu arasında inşaat `yapım sözleşmeleri' imzalandı.
15 Ağustos 2007: Kredi anlaşmaları imzalandı.
 20 Mart 2008: Ilısu Barajı uluslararası bilirkişi heyeti yayımladığı denetim raporunda baraj inşaatına vize vermedi. Ilısu Barajı'nın inşa edilebilmesi için gereken 153 ön şartı denetleyen uluslararası bilirkişi heyeti, bugüne kadar şartların hemen hiçbirinin gerçekleştirilmediğini belirtti.
2 Eylül 2008: Alman `Der Spiegel' dergisi, Türkiye'nin gerekli şartları yerine getirmediği gerekçesiyle, Alman Hükümeti'nin Ilısu Barajı için kredi desteğini geri çekebileceğini yazdı. 
6 Ekim 2008: Kredi kuruluşları Türkiye'ye Çevresel Uygunsuzluk Bildirimi verdi ve kriterlerin yerine getirilmesini istedi.
2 Aralık 2008: İnşaatın başlaması için gerekli şartlar bitmeden iş makineleri çalışmaya başladı.
12-22 Aralık 2008: Ilısu Barajı'na kredi veren ülkelerden Avusturya ve Almanya projeden desteğini çektiğini açıkladı.

180 gün ek süreç
23 Aralık 2008: Bölgedeki tüm çalışmalar askıya alınarak Türkiye'den beklenen kriterlerin yerine getirilmesi için 180 günlük ek süreç başlatıldı.
6 Temmuz 2009: Süreç bitti.
7 Temmuz 2009: Kredi kuruluşları anlaşmayı feshetti.
Radikal

 

 

 


Geri Dön