23 / 11 / 2024
fuzul

Zilyetliğin iadesi davası!

Zilyetliğin iadesi davası!

Zilyetlik davaları zilyetliğin iadesi davası ve tecavüzün önlenmesi davası olarak ikiye ayrılıyor. Peki zilyetliğin iadesi davası nedir? Konu hakkında detaylı bilgiye erişmek için haberimizi inceleyebilirsiniz..




Zilyetlik Davaları


Bir eşya üzerindeki fiili hakimiyete yönelen ihlalleri, yargısal yolla ortadan kaldırmak için, zilyet tarafından açılan davalara “zilyetlik davası” deniyor. Zilyetlik davası sonunda verilen karar “kesin hüküm teşkil etmiyor”. Hırsızın dahi, malı kendinden geri gasbeden malike karşı, zilyetlik davası açma hakkı vardır. Zilyetlik davalarında “davalının üstün hak iddiası” dinlenilmiyor. Ancak “davacının rızası veya davalı üstün hakkını derhal kanıtlayabilecek durumda ise iadeden kaçınabiliyor.”. Zilyetlik davaları “fer’i zilyetler tarafından asli zilyetlere karşı da açılabiliyor.”


Zilyetliğin iadesi (Yedin İadesi) davası


Eşyanın tekrar zilyede iadesini sağlayan bir davadır. Zilyetliğin iadesi davasında davacı “eski zilyet olduğunu, eşya üzerindeki fiili hakimiyetine rızası dışında davalının son vermiş olduğunu” kanıtlamak zorunda kalıyor. Eşya üzerindeki fiili hakimiyete son verilmiş, taşınmaz ise işgal edilmiş, taşınır ise gasp edilmişse bu dava açılabiliyor. Gaspve işgalin davacının “rızasına dayanmaması”, hukuka aykırı olması gerekiyor. Bunun için davalı “davacının zilyetliğinin haksız olduğunu ve eşyanın gaspını kendi hakkını sağlamak” için işlemiş olduğunu ileri süremiyor.. Çünkü zilyetliğin iadesi davası, sadece zilyetliği korumaya yönelik olup, “bir hakkı koruma amacı taşımaz”. “Başkasının zilyet bulunduğu şeyi gasbeden kimse, o şey üzerinde üstün bir hakka sahip olduğunu iddia etse bile onu geri vermekle yükümlü oluyor. Davalı o şeyi davacıdan geri almasını gerektirecek üstün bir hakka sahip olduğunu derhal ispat ederse onu geri vermekten kaçınabilir” (Medeni Kanun m.982) 



Rıza gösteren zilyedin temyiz kabiliyeti olması yeterli koşul olarak görülüyor. Ancak üstün hak iddiası ile açılacak davalarda ve tazminat davalarında rızanın hak düşürücü etkiyi sağlaması zilyedin tam ehliyetli olmasına bağlı oluyor. Zilyetliğin iadesi davası “ayırtkan kısıtlı davacı, zilyetliğin ihlaline rıza göstermiş ise açılamıyor”.


Zilyetliğin iadesi davasını her türlü zilyet açabiliyor. Sadece “zilyet yardımcıları” zilyetlik davası açamıyor. Asli zilyet, zilyetliğini tanımayan fer’i zilyede karşı açabiliyor. Malı üçüncü bir şahıs gasbetmişse “vasıtalı zilyet, malı vasıtasız zilyede iadeyi sağlamak koşuluyla” bu davayı açabiliyor. “Kamuya ait yol, orman arazisi gibi, üzerinde zilyetlik tesisi mümkün olmayan araziler veya mallar üzerinde fiili hakimiyet kurmuş kişilerin, zilyetlik davası açabilmeleri mümkün olmuyor”. Zilyet yapılan gasb sonunda bir zarara uğramışsa bunun tazminini de isteyebilir. Bu haksız fiil niteliğinde olduğu için “davalının kusuru”nun ispatı gerekiyor. 


Zilyetliğin iadesi davası, zilyetliği gasp eden ve gasp edenin “külli haleflerine karşı açılabilirse de, cüzi haleflerine karşı açılamaz,ancak cüzi halef kötü niyetli ise açılabiliyor ”. A dan, H malı gasbetmişse ondan gasbedenlere veya ölümü halinde mirasçılarına karşı dava açılabilir. Ama H malı satmış ve devretmişse devralanlara karşı zilyetlik davası açılamıyor. Ancak taşınır davası veya istihkak davası açılabiliyor. 


Zilyetlik nedir?

Geri vermekle yükümlü zilyedin sorumluluğu ve hakları!

Zilyetliğin idari yoldan korunması!



Geri Dön