1981 yılında tarihi Göksu mesiresi eski haline getirilecekmiş!

GÖKSU YENİDEN DOĞUYOR 

Tarihi mesire eski haline getiriliyor

  Belediye tarafından düzenleme çalışmalarına başlanan 50 bin metrekarelik mesire alanında piknik yerleri, çiçek havuzları, çocuk bahçesi, müzik köşesi yapılıyor.

  Küçüksu'nun geleneksel mısırcılarına da mesire alanında özel bir köşe ayrılıyor.

  BEYOĞLU ve Galata'nın levanten denilen azınlık halkı dolaşırdı bir zamanlar Küçüksu'da. Patrona Halil ayaklanmasıyla Kağıthane mesiresi ortadan kalktıktan sonra, 1. Mahmut görkemli köşkünde otururdu 17 yedinci yüzyılda. Sandallarda zamanında büyük aşkları yaşanır, şiirlere, şarkılara konu olurdu Göksu-Küçüksu. Boğaziçi'nin yitirilen o çok güzel çayırı, kır ağaçları, kır gazinoları, Alman birahaneleri, seçkin kişilerin vazgeçilmez gezinti, eğlence yeriydi yüzyıllar boyu. 

  Tatlı köprüleri yok oldu önce. Mısır tarlaları bozuldu. Çayır bataklık oldu sonra. Ağaçları kestiler bir bir. Betonlaşma buraya da sıçradı. Ölüme terk edildi adeta ikiz akarsular, ünlü çayır, ağaçlar... 

  Şimdi yeniden ele alınıyor, Boğaziçi'nin şarkılarda kalan güzelliği. Yeniden doğuyor Göksu.

 Ağaçlandırılıyor, yeşile kavuşur çayır, çayırlığına yakışır şekilde. Çiçek havuzları renklendiriyor içini. Piknik yerleri, müzik köşeleri, çocuk bahçesi, ocaklar yapılıyor.

  Büyük çayırın etrafına paten yolu dökülüyor. Labirentli satranç düzenleniyor bir köşesine.

  Göksu mesire geleneğinin son kalıntısı mısırcılar da eski önemine kavuşuyor. Mısırların kaynatılacağı köşeler ayrı plana alınmış, mısırların yenileceği yerler ise ayrı düşünülmüş. Oturma, dinlenme yerleri sık ağaçların altına yapılıyor.

  Atatürk'ün doğumunun 100. yıl çalışmaları içine alınan Göksu, şimdi İstanbul Belediyesi tarafından düzenleniyor. Park ve Bahçeler Müdürlüğü, mesire yeri için özel çiçekler üretiyor. 50 bin metrekarelik dev alan önümüzdeki ilkbaharda bambaşka güzellikler içinde kucaklayacak. 

  Tüm proje tamamlandığı zaman, herhalde düş alemi yaratılacak Göksu'da, Küçüksu'da. yeni şarkılar, yeni şiirler yazılacak. Bir de  Evliya Çelebi günümüzde yaşasaydı günümüzde, ya da diğer Batılı gezginler, Asya tatlı sularını bir başka anlatırlardı o zaman.

Milliyet Gazetesi 27 Temmuz 1981 

Abdullah Kutalmış MIZRAK/Emlakkulisi.com