1983 yılında Okmeydanı kan ağlıyormuş!
1983 yılında Okmeydanı kan ağlıyormuş. Paha biçilmez abidelerin olduğu Okmeydanı talan edilmiş, siyasilerin oy kaygısı ile gecekondu yapımına göz yumması tarihi meydanın harap olmasına yol açmış.
Fatih Sultan Mehmed'in fetih öncesi karargah kurduğu ve ''gaza namazı'' kıldığı tarihi alan ''yağma alanı'' oldu
Okmeydanı kan ağlıyor
Kemal Önder
Okmeydanı kan alıyor...
Çağ açıp çağ kapayan eşsiz kumandan, büyük asker Fatih Sultan Mehmed'in fetih öncesi karargah kurduğu, fetih hazırlıklarını sürdürdüğü ve hepsi de kendisi gibi ebediyete göç etmiş askerleriyle ''gaza namazını'' kıldığı tarihi Okmeydanı yas tutuyor.
Osmanlı okçularının, o dönemde düzenlenen yarışmalarda gösterdikleri ustalığın birer nişanesi olarak dikilen menzil taşlarından bugün eser kalmamış.
Bir zamanlar dutluklarla kaplı geniş bir meydan olan Okmeydanı gibi paha biçilmez bu abideler de talan edilmiş.
Daha 5 sene öncesine kadar gecekondu avlularında da olsa dimdik boy gösteren bu abidelerin, bu menzil taşlarının yerinde şimdi yeller esiyor. Pek çoğu, Anadolu'dan İstanbul'a akının bir sonucu olarak hemen her gün türeyen gecekondulara temel ve duvar taşı olmuş. Bazıları tarih ve kıymet bilmez eller tarafından hayasızca tahrip edilmiş. Kimine kamyon çarpmış, ikiye üçe bölmüş, sokak aralarında, pazar tezgahlarının altında duruyor. Üzerinde eşsiz kitabeler yazılı bu eşsiz abideler ''Beni kurtarın'' dercesine bahçelere atılmış. Ayakta kalabilenler ise bir elin parmakları kadar az. Onların da üzerine eğri büğrü yazılar yazılmış. Onlar da ilgisizliğe terk edilmiş. Dokunsanız yıkılmak üzere ve onlar da: ''Hiç olmazsa bizi koruyun'' derecesine yalvarıyorlar.
TALANA SEBEP
Fatih'in bizzat kurduğu ve ilk gaza namazını kıldırdığı namazgah ile sadece kaidesi ile kırık bir bölümü kalan caminin durumu da menzil taşlarından pek farklı değil. İkisi de harap olmuş. Namazgahtan 5-10 taş merpenlerine oturmuş konuşuyoruz. 25 yıl önce buraya gelen Şerife Nine, daha 10 yıl öncesine kadar bütün abidelerin ve menzil taşlarının ayakta durduğunu, ancak oy kaygısıyla yapılmalarına göz yumulan gecekondular yüzünden hepsinin kırılıp döküldüğünü ifade ediyor.
O büyük ve eşsiz Türk komutanının, devlet adamının vasiyeti, devlet adamının vasiyeti, milletine hibesini bir mirasyedi gibi yemiş, içmiş, harap etmişiz.
Bir zamanlar gelene geçene dimdik boy gösteren bu eşsiz sanat eserleri şimdi gecekondu Vakıflar da, belediye de, Anıtlar Yüksek Kurulu da bütün bunları görmemezlikten geliyor.
Tercüman Gazetesi 20 Kasım 1983
Abdullah Kutalmış MIZRAK/Emlakkulisi.com