28 / 12 / 2024

Ali Serim: Gayrimenkul fonu kuracağız!

Ali Serim: Gayrimenkul fonu kuracağız!

Finas Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Ali Serim, 15 Temmuz darbe girişiminin ciddiye alınacak bir ekonomik zararı olmayacağını düşünüyor. Bu durumun muazzam bir başarı olduğunun altını çizen Serim, "Tarih belki de bu duruma dünyada ilk defa şahitlik ediyor.




Finas Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Ali Serim, 15 Temmuz darbe girişiminin ciddiye alınacak bir ekonomik zararı olmayacağını düşünüyor. Bu durumun muazzam bir başarı olduğunun altını çizen Serim, "Tarih belki de bu duruma dünyada ilk defa şahitlik ediyor. 


Normalleşme 2023 hedeflerine ulaşabilmek için önemli. Yenikapı Mitingi 40 yıla yaklaşan hayatımda gördüğüm en güzel manzaraydı. Hazır bu yüksek motivasyona sahip toplumsal kaynaşmayı idrak ediyorken acil olarak hukuk sitemine yönelik iyileştirici uygulamalar yapılmalı" diyor. 


inas Danışmanlık Yönelim Kumlu Başkanı Ali Serim, 15 FTemmuz gecesi yakın bir dostuyla Beşiktaş'taki Swissotel'de yemek yiyordu. Sürekli havada turlayan askeri bir helikopterin gürültüsünden şikayet ederken darbe girişimi haberini aldı. Önce bu habere inanmadığını belirten Serim, "Evimde televizyon karşısına geçince hepimizi dehşete düşüren manzarayla karşılaştım" diyor. Serim'in ilk işi sosyal medya hesaplarından derhal "Demokrasiye müdahale kabul edilemez!" mesajını yayınlamak olmuş. Serim, "Daha sonra ise Cumhurbaşkanımızın emrine uyarak sokaklara çıktım" diyor ve şöyle anlatıyor: "Ülkemiz ve demokrasimiz muazzam bir tehlike atlattı. Milletçe ihanetin en büyüğünü yaşadık. Hala o gecenin tesiri altındayım. Vatandaşlarımızın demokrasiyi koruma bilinci ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın usta kriz yönetimi olmasa bugün çok kötü bir noktada olacağımızdan tereddüt etmiyorum." Serim, 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye ekonomisine etkilerinin sınırlı olacağını düşünüyor. 

Ülkenin 2023 hedeflerine ulaşacağına inanan Serim, "Normalleşme 2023 hedeflerine ulaşabilmek için önemli. 

Yenikapı Mitingi 40 yıla yaklaşan hayatımda gördüğüm en güzel manzaraydı. Hazır bu yüksek motivasyona sahip toplumsal kaynaşmayı idrak ediyorken acil olarak hukuk sitemine yönelik iyileştirici uygulamalar yapılmalı" diyor. 


Finas Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Ali Serim'in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle: 15 Temmuz gecesi neler yaşadınız? Darbe girişiminden haberdar olduğunuzda ilk olarak ne yaptınız? 

15 Temmuz gecesi yakın bir dostumla Beşiktaş'taki Svvissotel'de yemek yiyordum. Sürekli tepemizde turlayan askeri helikopterin gürültüsünden şikayet ederken kara haber geldi. İlk olarak doğru olmadığını düşündüm fakat evimde televizyon karşısına geçince hepimizi dehşete düşüren manzarayla karşılaşum. İlk yaptığım sosyal medya hesaplarımdan derhal "Demokrasiye müdahale kabul edilemez!" mesajını yayınlamak oldu. Daha sonra ise Cumhurbaşkanımızın emrine uyarak sokaklara çıktım. 

Ülkemiz ve demokrasimiz muazzam bir tehlike adattı. 


15 Temmuz darbe girişiminin ekonomik yansımaları nasıl olacak? 

Geçtiğimiz haziran ayında elimize ulaşan verilere göre yatırımların toplamını ifade eden gayrisafi sabit sermaye oluşumu aruş göstermekteydi. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 4,5, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH değeri ise bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,8 artarak seyretmekteydi. Hatta bir yılda bir milyon iş yaratmış bir Türkiye'yi konuşuyorduk. Bu başarı petrol fiyatlarının dip yaptığı, bölgemizdeki jeopolitik çalkantıların şiddetlendiği, Rusya ile ilişkilerimizin bozulduğu, ülkemizde terör saldırılarının yaşandığı ve kısa süre önce Başbakan değişimi yaşanması gibi önemli hadiselerin cereyan ettiği bir dönemde yakalanmıştı. Bu da ülkemizin makroekonomik temellerinin çok sağlam olduğunu zaten ortaya koymuştu. 

15 Temmuz gecesi FETÖ/PDY tarafından iç savaş çıkarmak amacıyla yapıldığını düşündüğüm kalkışma sonrası ekonomimizde yaşananlar ise bu temellerin tahmin edilenden daha da sağlam olduğunu tartışılmaz bir noktaya taşıdı. Özellikle döviz kurlarında gözlemlenen makul oynamaları önemsiyorum. Yılbaşında yılsonu için yüzde 4,5 büyüme beklenmekteydi. Zannediyorum bu hedef tutturulacak. Darbe girişiminin büyümeye kayda değer bir olumsuz etkisi olmayacağını düşünüyorum. Belki çok az miktarda aşağı yönlü revize edilebilir. 


BİR HAFTADA 1 MİLYAR TL AŞILDI 


Ekonomi yönetiminin aldığı tedbirlere ek olarak gayrimenkul sektörünün başlattığı kampanya seferberliği güzel bir örnek oldu. Sadece Emlak Konut GYO projelerinden 15 Temmuz sonrası 1 haftada! milyar TL'yi aşan konut ve ofis satışı yapıldı. 


60 BİN GAYRİMENKUL İNDİRİMLİ SATIŞTA 

Ağustos ayı başı itibarıyla 49 şirketin 118 projede kampanyası vardı. 60 bin gayrimenkul indirimli satışa çıktı. Bu hareketlilik ekonomi için gayet pozitif. Başka sektörlerden de benzer kampanyalar geliyor ve gelecek.

 

KRİZDE TL ALAN MİLLETİZ 


Tabii ki yaşananların başta işsizlik üzerinde olmak üzere bazı olumsuz etkileri olacaktır ama tablonun genelinde büyük bir olumsuzluk beklemiyorum. Kriz anında milyarlarca döviz bozdurup Türk Lirası atmış bir milletimiz var. 


Peki bu durumu nasıl yorumluyorsunuz? 


Temmuz ayında tütün ve işlenmemiş gıda ürünleri kaynaklı beklenen bir enflasyon artışı olduğu muhakkak. Bu önemsemediğim artış bir yana Merkez Bankası'nın yüzde 7,5 enflasyon hedefini gerçekçi buluyorum. Cari açığın milli gelire oranı yüzde 3,7 seviyesine kadar indiğini de düşünürsek darbe girişiminin ciddiye alınacak bir ekonomik zararı olmamıştır; olmayacaktır. Bu durum muazzam bir başarıdır. Tarih belki de bu duruma dünyada ilk defa şahiüik ediyor. Daha önce yaşanmış benzer bir örmeği araştırdım ama bulamadım. Bu konu üstüne yakın gelecekte nice akademik çalışmalar yapılacağına eminim. 

B11 noktada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in her birinin tarihe geçecek uygulamalara imza attıklarının altını çiziyorum. Likidite konusunda piyasaların rahadatılmış olmasının muazzam önemli ve olumlu etkileri olduğunu düşünüyorum.

 

Uluslararası yatırımcıların nabzını tutan isimlerden biri olarak sizce darbe girişimi bu kuruluşların yatırım planlarında nasıl bir değişiklik yarattı?

 

Türkiye'ye yatırım yapmış küresel şirketlerin uzun vadeli stratejileri var. Yaşananlar ne olursa olsun, kolay kolay stratejilerini değiştirmezler. Onların önem verdiği başlıca hususlar makroekonomik temeller ve demografik özellikler. Ayrıca bu şirketler Türkiye'nin zafiyetlerini sürekli değerlendiriyorlar ve bu zafiyetlerin hiçbiri yeni değil. Yatırım kararlarını etkileyebilecek başlıca faktörlerden biri de Türkiye'nin borçlarını çevirip çeviı emeyeceği. Devletimizin bilançosu sağlam ve borcun milli gelire oranı makul seviyenin altında. Son yıllarda da sürekli düşme trendinde. Özel sektör borçlarında da sorun yok. 15 Temmuz sonrasında sendikasyon kredilerine bakarsanız işler yolunda. Hatta 4 yıllık ilk özel sektör tahvili 15 Temmuz sonrası YDA tarafından ihraç edildi. EBRD ve yabancı yatırımcılar ihracın yüzde 40'ını satın aldı. Piyasaya önemli bir moral oldu! İtalya merkezli Azimut Portföy gibi önemli kuruluşların çok ucuzlayan TL varlıkların cazibesinin arttığını ifade etmesini önemsiyorum. Başarısız olan hain kalkışma Türkiye'de siyasi belirsizliklerin geride kalmasının da göstergesi oldıı. Demokrasinin sağlamlık testi oldu. Yakın çevremizdeki ülkelerle de sorunları çözmeye başladık. Rusya ve İsrail ile olduğu gibi. Yapılacak işler listesinde Türkiye'nin yapısal sorunlarını reformlarla çözmesi kalıyor. Bunun da yapılacağı ortada. Yaşanan hain kalkışmanın önemli bazı yatırımları geciktireceğini de gözlemliyorum fakat orta vadede büyük bir sorun yaşanmayacağını görüyorum. Nitekim saün alma işlemlerine baktığımızda 15 Temmuz sonrası gerçekleşen M&A işlemleri olması mutluluk verici. Ülkemizin sıralayabileceğimiz birçok güçlü yönü bir yana küresel zorluklar ve birçok pazarda yaşanan daralma sebebiyle ülkemiz cazibesini her şeye rağmen koruyor. Genel olarak iyimserim. Başbakanlık Yatırım Ajansı'nın verilerine göre dünyada yatırım pastasından Türkiye'nin aldığı yüzde 0,99'luk payı kısa vadede yüzde 1,5 civarına çıkarmak mümkün. Halihazırda 200'den fazla uluslararası yatırın 20 milyar dolardan fazla yatırımı ülkemize yapmak için yoğun çalışma içinde. Son olarak finansın kapısını M&A işlemleri için çalan büyük fonların da ilgisinin sürdüğünü, Türkiye'ye yapmayı planladığı yatırımı durdurmayı düşünen bir tane dahi danışmanlık verdiğimiz yatırımcı olmadığını gururla söyleyebilirim. 


15 Temmuz sonrası iş dünyasının birlik ve destek mesajlarıyla birlikte şekillenen yeni dönem hakkında neler söyleyeceksiniz?

 

Sadece iş dünyası değil her kesimde bir kenetlenme var. Bu ruh hali çok kıymetli. Büyük bir toplumsal kaynaşma söz konusu. Adeta Çanakkale ruhunu yaşıyoruz. Evvela ortam geçmişin yaralaımı sarmak için imkanlar yaratıyor. 


Ergenekon Davası benzeri süreçlerde kimlerin mağdur edildiği ortada. Zannediyorum bu mağdurların kıymetinin anlaşıldığı bugünlerde bu insanların yaralarını sarmak için toplumsal bir mutabakat oluşmuştu. Geçmişte FETÖ/PDY sadece ordu ve siyasete değil, iş dünyasına da saldırılarda bulundu. Bir dönem telefonu dinlenmeyen iş adamı kalmamıştı. Ne yazık ki benim bile telefon konuşmalarımın sebepsizce uzun süre dinlendiği tarafıma resmi olarak bildirildi. Normalleşme toplumsal tekamül için gerekli. 


2023 hedeflerine ulaşabilmek için önemli. Yeni Türkiye'yi hızla inşa etmek için ve en yüksek standartlarda eksiksiz hukuk devleti olabilmek için gerekli. Bölgesel güç olacak olan Türkiye için gerekli. Yenikapı Mitingi 40 yıla yaklaşan hayaümda gördüğüm en güzel manzaraydı. Hazır bu yüksek motivasyona sahip toplumsal kaynaşmayı idrak ediyorken acil olarak hukuk sitemine yönelik iyileştirici uygulamalar yapılmalı. İki ay kadar önce Kamu Denetçiliği Kurumu, Yargıtay ve Danıştay'ın yeniden yapılandırılmasına ilişkin tasan Meclis'te görüşülürken, "Adalet Sisteminin Sorunları, iyileştirilmesi ve Güvenilirliğinin Artırılması" adı altında özel bir rapor yayımlamıştı. İşte şimdi bu gibi önerileri daha ciddi şekilde incelemeye almak lazım. Süratle kalıcı güvenilir yapıların temelleri atılmalı. 

Her fırsatta söylediğim gibi yapısal reformlar hızla hayata geçirilmeli. Türk vergi sisteminde dolaylı vergilerin ağırlığını  dolaysız vergilere kaydırmak şart. Bütçe açığının düşürülmesinde özelleştirme ve varlık barışı gibi birtakım geçici gelirler çok etkili oldu. Ulaşılan bütçe disiplini sürdürülebilir değil. Harcamaların da daha fazla denetim altına alınması ve bütçe disiplinini sağlayacak kalıcı kuralların tesisi gerekmekte. Tasarruf oranında da ülkemiz gerilerden seyrediyor. Tasarrufun teşvikine yönelik projelerin hayata geçirilmesi elzem. Tüm bunları sağlayacak olan liderlik iradesi mevcut. Yenikapı ruhu ise reformların itici gücü olarak kullanılmalı. 


Gayrimenkul dışında düşündüğünüz farklı bir yatırım alanı var mı? 


Önümüzdeki dönemde kişisel yaümlarımı da gayrimenkul ve özellikle yiyecek-içecek sektörüne yapmayı düşünüyoruz. Yiyecek içecek sektöründe danışmanlık verdiğimiz şirketlerde önemli deneyimlerimiz oldu. Çok büyük grupların büyük ölçekli yatırımlarının dezavantajlı olduğunu, küçük ve orta ölçekli işletmelerin daha avantajlı olduğunu gözlemliyoruz. Şimdi bu deneyimi yatırımcı olarak hayata geçirmenin arifesin deyim. Bu konu özelinde genç yaşta markalaşmış bir isim olan Talia Bayat olmak üzere uluslararası işlere imza atmış bir ekiple çalışıyoruz. Yiyecek-içecek endüstrisinde üstesinden gelinemeyecek işlere kalkışılmanın tehlikesini biliyoruz. Sağlıklı bir muhasebe sisteminin kurulmasının önemini yaşadığımız örneklerde gördük. Ayrıca kasaların kontrolünün sağlanmasının nasıl yapılacağı konusunda iyi örneklere vakıfız. 

Doğru fiyat stratejisi konusunda da bilgimiz var. Reklam işini ve hedef kitleyi doğru tespit etmeyi biliyoruz. 


Ürün geliştirme ve ürünlerde standardı oluşturma konusunu bilen ekiplerimiz mevcut. 

İşletmelerde düzenli olarak rapor çıkmasının önemini, işletmedeki net kârın doğru takibinin nasıl yapılacağını biliyoruz. Nakit yönetimi konusunda önemli bir uzmanlığımız mevcut. 2016 yılı içinde oturmuş küçük bir işletmeden hisse saün alabileceğimiz bir proje üzerinde çalışıyoruz, hedefimize giren ilk şirketi inceliyoruz. 


Geçmişi olan ve hala büyüme potansiyeline sahip işletmelerden azınlık veya çoğunluk hisse alma yoluna gideceğiz. İş modeli nasıl olacak? 


Buradaki iş modelimiz girişim sermayesi şirketi modeline çok benziyor. Malumunuz bu model sermaye bulma sıkınüsı çeken küçük girişimciler için ideal bir çözüm olarak iş yaşamına girdi. Türkiye'de en ihtiyaç duyulan hususlardan birinden bahsediyoruz. Girişim sermayesinde temel süreç piyasa içinde boşluğu ve ihtiyacı hissedilen parlak bir fikir ya da buluşun araşürma geliştirme aşamalarından başlayarak, pazarlama ve saüşına kadar geçen dönemdeki sermaye ihtiyacının karşı lan ması. Çalışan bir işletme)! daha iyi çalışan bir hale getirmek ve işletmeyi büyütmek söz konusu. Yiyecekiçecek sektöründeki küçük markaları orta ölçekli hale getirmeyi hedefliyoruz. 


I Hedeflerimiz arasında aynı kurguyu yayıncılık sektörü için de uygulamak var. Özellikle kitap saüşlarındaki hareketliliği dikkatle incelemeye aldık. İnternet kitap saüşlarını yok denecek seviyelere indirecek derken büyük bir patlamanın yaşanmasına sebep oldu. Bu noktada yayıncıların profesyonel yönetim ve sermaye ile buluşmasının sonuçlarının ilgi çekici olacağını tahmin ediyoruz. 

Bazı kitap yayıncısı şirketlere yaürım yapmak istiyoruz. Özellikle kültür-sanat alanında büyük boy prestij kitap yayıncılarını inceliyoruz. Ben Türkiye'nin geleceğine güveniyorum. 2023 hedeflerinin tutturulacağına inanıyorum. 



'GAYRİMENKUL YATIRIM FONU KURUYORUZ' KONUT SEKTÖRÜNDE FIRSATLAR 


Bir süreden beri nitelikli yatırımcılarımız için gayrimenkul yatırım fonu (GYF) kurma düşüncelerimiz vardı. Bu konudaki çalışmalarımızı hız kesmeden devam ettiriyoruz. Potansiyel uluslararası yatırımcılarımızın ülkemize ilgisi devam ediyor. Bankalar sermaye yeterlilik oranlarında yaşanan sıkıntılar nedeniyle özel sektörün taleplerini karşılayamaz noktada. Öte yandan konut imalatına duyulan ihtiyaç da ortada. 

Canlılığı bir şekilde sürecek olan konut sektöründe fonlar açısından fırsatlar görüyorum. Yıllık değer artışları ortada.

 

250 MİLYON DOLAR PORTFÖY YATIRIMI 

Bu fonun yönetim merkezini Avrupada kuracağız fakat ağırlıklı yatırımlar Türkiye'de biraz da Doğu Avrupa'da olacak. Türkiye'de kurulan GYF'larının SPK'ya göre toplam değerinin en az yüzde 80'inin gayrimenkul yatırımlarından oluşması zorunlu. Bizim fonumuz da yüzde 100'e yakın olacak. Sadece konut projelerine yoğunlaşacağız. Belli süresi olacak şekilde kuracağımız ilk fonunuzun hedefi 250 milyon dolarlık bir portföy yatırımı yapmak olacak. Portföyümüze katacağımız varlıkların değer artışından getir üretecek bir model üzerinde çalışıyoruz. 


SIFIRDAN FONLAMA 

Sadece bitmiş konutlara yatırım yapmayacağız. Spekülatif projelere de başlangıç aşamasında girmeyi dolayısıyla başlıca inşaat şirketlerinin potansiyeli yüksek projelerini fonlamayı planlıyoruz. Fakat tüm bu çalışmalar daha prematüre bir noktada. Emekleme aşamasındayız. Farklı bir GYF kurmak istediğimiz için teknik birçok konu üzerinde çalışıyoruz. Yol haritamızı belirlemek için en az 6 aya daha ihtiyacımız var. 


2023TE MİLYAR DOLARLIK FON 

Hedefimiz ilk fonumuzda yakalayacağımız performans başarısıyla 2023 yılında milyar dolarlık yeni bir fon kurmak suretiyle hatırı sayılır yapıya sahip olmak. 2015 yılında dünya genelinde GYF büyüklüğü 450 milyar dolara ulaştı. Türkiye 2015 yılında en fazla yatırım çeken ülkeler sıralamasında iki basamak yükselerek 20'nci sırada yer aldı. 


GYF'ler sayesinde sıralamadaki yerimiz daha da iyi noktalara gelecek. Hele ki bu tür fonların rağbet ettiği Londra gibi bazı pazarların Brexit sonrası sıkıntıya girmesiyle yatırım yapılabilecek yeni pazarlara ihtiyaç gözle görülür hale geldi. 


"S&P'NİN TUTUMU KABUL EDİLEMEZ' 


BORÇLANMA MALİYETİ ARTAR 


Türkiye'nin kredi notu ile ilgili yapılan değerlendirmelerden kredi derecelendirmesi konusuna vakıf isimlerden biri olarak tabii ki hoşnut değilim. Finans'ın verdiği hizmetlerin başında CFO Hizmetleri geliyor. Bu kapsamda da en fazla danışmanlık verdiğimiz konular işletme sermayesi, nakit yönetimi ve akıllı borçlanma konuları çevresinde dönüyor. Bu noktada S&P'nin kabul edilemez tutumu sebebiyle borçlanma maliyetlerinin bir miktar yukarıya gideceğini söyleyebiliriz.

 

BÜYÜKLERİN YERİNİ KÜÇÜKLER ALIR 


Günümüzde yeni bir dünya var. Bu yeni dünyada düşürülen kredi notu sebebiyle ülkeden çıkan büyük fonların yerini hızla çok sayıda küçük fonlar dolduruyor. Bu durumda ilerleyen süreçte not artırımını getiriyor. Bu da borçlanma maliyetlerini yeniden daha aşağı noktalara getirecektir. Türkiye'nin yoğun gündemine bir de kredi notu konusunun eklenmesini fevkalade gereksiz buluyorum. 



Capital Ek


Geri Dön