Bakü yeni yatırımları ile Dubai olabilir mi?
Yeni Şafak Gazetesi yazarlarından Fikri Türkel, bugünkü köşe yazısında Bakü'nün inşaat yatırımlarından bahsetti. Türkel, Bakü'nün kentsel dönüşüm yatırımları ile Dubai gibi olup olamayacağının altını çizdi...
Bakü deyince aklınıza ne geliyor? Benim ilk aklıma gelenleri sayayım: Hazar Denizi, petrol, doğalgaz... Artık sadece ülkeler değil, şehirler de uluslararası yarış içinde. Turizmden emlak yatırımına, uluslararası spor etkinliklerinden sanata pek çok alanda yatırımcı insan ve yatırımı çekmek konusunda rekabet artıyor.
Bakü'deki kentsel dönüşümden yeni yatırımlara, marka şehir projelerinden uluslararası açılıma bakınca Dubai akla geliyor. Acaba, Dubai'den rol çalabilecek mi, şehir marka değerinde nasıl bir konum sağlayacak? Dubai uluslararası ticaret konusunda Ortadoğu'nun en etkin merkezi oldu, Bakü'nün ise zengin petrol ve doğalgaz kaynakları onun avantajı olarak öne çıkıyor. Her yıl 10 milyar dolara yakın doğalgaz ve petrol geliri ülkenin altyapısı başta olmak üzere farklı alanlarına yatırılıyor.
Artık Azerbaycan'a gitmek için daha fazla sebeplerimiz var. Sadece kardeş ülke olmanın ötesinde yeni sebepler doğuyor. İki ülke arasında daha fazla ekonomik ilişkiler gelişiyor. Orada pek çok Türk yatırımı oluyor. Unutmayalım ki Türkiye'deki en büyük yabancı sermaye yatırımı da Azerbaycan'a ait. Socar'ın Petkim, Star Rafineri ve TANAP projesi bir yatırımın ötesinde Türkiye'nin stratejik konumunu da değiştiriyor.
Yukarıdaki sorumu küresel ortamlarda sorsak, yabancıların aklına ne gelir? Benim söylediklerimin yanı sıra Bakü'nün artık simge binaları da oluştu: Alev Kuleleri (Flame Towers) ve Haydar Aliyev Merkezi... Her iki simge binada da Türk imzası var. Hem projeyi hazırlayan hem de müteahhitliğini yapan DİA Holding, kısa sürede projeleri tamamladı ve ülke tarihine geçti.
Projelerin mimarlığını Zaha Hadid yapmış. Hadid, sadece şehircilikte değil müze mimarlığında da seçkin bir isim. Guggenheim Vilnius Müzesinde de onun imzası var. Kültür Azerbaycan insanı için önemli bir alan. Ayrıca Haydar Aliyev adına yapılacak olması da seçici davranılmasına sebep olmuş.
Dünyanın en iyi akustik salonuna sahip olan Haydar Aliyev Merkezi'nde konuşmalar ve müzikte ayrı akustik bir etki oluşturuyor. İnşaat safhasında bile dünyanın mimarlık ve mühendislik çevrelerinde referans haline geldi. Sadece mimari açıdan değil, akustik ve malzeme seçimi konusunda da Haydar Aliyev Merkezi dünya mimarlık literatürüne girmiş oldu.
Çizgisi ve tercihleri konusunda çarpıcı bir tarzı olan Zaha Hadid'in projelerinin çoğu yapılamadı dünyada. Kartal'ın kentsel dönüşümü için de hazırladığı proje de askıya alınanlar arasında. Artık Alev Kulelerinin olmadığı bir Bakü tanıtım fotoğrafı imkânsız gibi. DİA grubu projeyi sunduğunda yapılması konusunda tereddütler doğuyor. Hatta Hadid, projenin en az 10 yılda bitirilebileceğini ifade ediyor. Ancak iki yılda bitiriliyor.
Alev, Azer'i, petrolü temsil ediyor ve gece LED aydınlatma ile alev alev yanmasından bu ismi alıyor. Mimarisi de şekil olarak alevi şekillendirmesinin yanı sıra kafes sistemiyle farklı bir uygulama olarak hayata geçiyor. Paris'i Eyfel Kulesi ile İstanbul Cami ve Köprü siluetleri ile tanımlandığı gibi Bakü de artık Alev Kuleleri ve Haydar Aliyev Merkez Binası ile hatırlanacak ve tanımlanacak.
Projeyi yapan DİA Holding, Türkiye gündeminde tanınan bir şirket değil. Hassan Gozal ve Murat Çeçen, daha önce Azerbaycan'a yaptıkları villa ve özel yapılarla kendilerini göstermişler. Ancak bu projelerden sonra Azerbaycan'ın kış turizm merkezi olacak Şahdağ Projesini de almışlar. Şahdağ projesinin Kafkaslar ve Ortadoğu'nun en büyük kış turizm merkezi olması hedefleniyor. 400 milyon euroluk projenin başlamasıyla diğer özel projeleri de çeken Şahdağ'ın 2014 yılında tamamlanması bekleniyor.
DİA son olarak, dünyanın en büyük ikinci hastane projesi olan Bilkent Hastane Kompleksi yanı sıra Mersin Hastane Kompleksi projeleri ihalelerini kazandı. Bakü, dünyada yerini alırken onu anlatan yapılarda Türk imzası olması anlamlı.
Fikri Türkel/Yeni Şafak Gazetesi