Çiftçilere 50 milyon TL kredi müjdesi! Seracılıkta tarihi yatırım fırsatını kaçırmayın! İşte kredi detayları...
Türkiye seracılıkta dünyadaki en büyük dördüncü üretici olarak dikkat çekiyor. Peki seracılık yatırımı karlı mı? Seracılık kazancı ne kadar? İşte merak edilen ayrıntılar...
Örtü altı üretim (seracılık) konusunda Türkiye, Avrupa'nın ikinci, dünyanın ise dördüncü büyük ülkesi konumunda. Ticari anlamda ilk seralar 1950'li yıllarda Antalya'da kurulmaya başladı, sonrasında ise Ege ve Marmara'ya yayıldı. Ege'de İzmir ve çevresi, Marmara'da ise Yalova, en önemli sera merkezleri olarak sivrildi. Son dönemde jeotermal bölgeler olarak öne çıkan Denizli Sarayköy, İzmir Bergama, Afyon Sandıklı, Şanlıurfa, Ağrı gibi il ve ilçelerde modern seralar kuruluyor. Geleneksel seralar ise Balıkesir'den başlayıp İzmir, Muğla, Antalya, Mersin, Adana ve Hatay'a kadar uzanıyor. 2019 sonu itibarıyla Türkiye'de, 800 bin dekar alanda örtü altı tarım üretimi yapılıyor. Bunun 14 bin dekari, modern sera denilen topraksız üretim yapan teknolojik seralardan oluşuyor. Seralardan elde edilen yıllık gelir ise 10 milyar TL'ye yaklaşmış durumda. Türkiye'nin toplam bitkisel üretiminin yüzde 15'i, örtü altından elde ediliyor.
YATIRIM ÇOK CAZİP
Orta yaş ve üstü olanlar iyi hatırlar. 1980'li yılların sonuna kadar kış aylarında domates, biber, fasulye, salatalık gibi sebzeleri taze tüketmek mümkün değildi. Baharda çıkan ilk mevsim ürünleri "turfanda” olarak adlandırılır ve bu ürünlere özel önem atfedilirdi. Bugün ise pazar ve manavlarda her dönem bu ürünleri bulmak mümkün. Aslında yaz ve kış aylarında büyük fiyat uçurumları da yoktu. Pandemi ve ağır kış koşulları nedeniyle hem verimlilik düştü hem de fiyatlar arttı. Bugün biber, domates, patlıcan gibi sebzelerin fiyatları 20-50 TL arasında fiyatlara ulaştı. İşte bu yüksek fiyatların aşağı inmesinin tek çözümü, seralardaki üretim miktarını artırmaktan geçiyor. Kış aylarında yaz sebzelerine daha makul fiyatlarda ulaşabilmek ve enflasyonla mücadeleye katkı için bu şart. Tam da bu noktada, örtü altı üretiminde tarihi fırsatlar söz konusu. Yatırım yapmak isteyenler için tam zamanı. Yabancı sermayeli yatırımcıların bile bu fırsatı gördüğü ve Türkiye'de yatırım yapmak için fizibilite çalışmaları yaptıkları, hatta saha araştırması içine girdiklerini de belirtelim. Büyük sera yatırımlarında iki yılı geri ödemesiz yedi yıla kadar olan cazip kredide limit, 25 milyon TL'den 50 milyon TL'ye yükseltildi. Bu karar sonrası sera yatırımlarında ciddi bir hareketlilik başladı. Tarım ve seracılık üzerine bankaların kredi imkanları ve şartları oldukça sık araştırılmaya başlandı.
Kârlı bir yatırım
Türkiye'de iki tip sera var. Klasik ve topraksız tarım yapılan teknolojik seralar. Her ikisinin maliyeti farklı. Antalya tipi de denilen klasik seralarda dekar maliyeti 200-300 bin TL arasında değişiyor. Çelik konstrüksiyonlu seralar, başlangıç maliyeti yüksek olsa da 30-40 yıl kullanılabiliyor. Sadece dış kaplama plastikleri beş-altı yılda bir yenileniyor. Seralarda dekar başına 22 ton civarında domates elde ediliyor. Seracıların hesabına göre dört yılda yatırım kendini amorti ediyor. Genelde aileler bu tip seraları tercih ediyor. Teknolojik modern seralarda ise durum çok farklı. Büyük sermaye gerektiren bir yatırım. En az 30 dekarla bu yatırıma girilmesi tavsiye ediliyor. Türkiye'de 30 ile 850 dönüme kadar çıkan seralar mevcut. Bunların metrekare maliyeti ortalama 55 dolar seviyesinde. Kullanılan teknolojiye göre dekar başı maliyet, yüz dolara kadar çıkabiliyor. Teknolojik serayu daha çok sermayesi olan iş adamları tercih ediyor ve yüz milyon TL ve üzeri fabrika büyüklüğünde yatırımlar yapılıyor. Yüz kişinin üzerinde çalışan istihdam edilen bu tür seralarda dekar başına verim yüz tona kadar çıkabiliyor. Bu seralar "camdan fabrikalar" olarak da tanımlanıyor.
İşte seralar ve sera yatırımıyla ilgili merak edilen tüm ayrıntılar...