İmar kirliliği eski hale getirme nedir?
İmar kirliliği kapsamına giren yapılar arasında imar planına uygun olmayarak inşaa edilen ya da yapı ruhsatı alınmadan inşaatına başlanan yapılar giriyor. Peki, imar kirliliği eski hale getirme nedir?
İmar kirliliği eski hale getirme nedir?
İmar kirliliği kapsamına giren yapılar arasında imar planına uygun olmayarak inşaa edilen ya da yapı ruhsatı alınmadan inşaatına başlanan yapılar giriyor. Ruhsatı alınan yapılar da ruhsata aykırı olarak inşaa edilmiş olması durumunda imar kirliliği kapsamına giriyor.
Yapı ruhsatı alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişiler ile yapı ruhsatı olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına izin veren kişiler bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılıyor.
Bu yaptırımlar ile karşı karşıya kalınmak istenmiyor ve binanın imar kirliliği kapsamına girilmesi istenmiyor ise yapının inşaatına başlamadan önce imar planına uygun olduğuna dair ruhsat alınması gerekiyor. İmar kirliliği kapsamına giren yapıların sahipleri bu yaptırımlar ile karşılaşma istemiyor ise kişi binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi gerekiyor. Kişinin yapıyı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi durumunda bu yaptırımlardan etkilenmiyor. Bu konuyla ilgili yargıtay kararı aşağıda yer alıyor;
YARGITAY
4. Ceza Dairesi 2011/14615 E.N , 2011/12573 K.N.
İlgili Kavramlar
ETKİN PİŞMANLIK
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI
İMAR KİRLİLİĞİNE NEDEN OLMA
Özet
5271 SAYILI YASA'NIN 231/9. MADDESİNDEKİ DÜZENLEME ANCAK; SANIĞIN İŞLEDİĞİ SUÇ NEDENİYLE MAĞDUR VEYA KAMUYA VERDİĞİ MADDİ ZARARIN KARŞILIĞI OLAN PARANIN ÖDENMESİNİ GEREKTİREN OLAYLARA UYGULANABİLİR. SOMUT OLAYDA İSE; SAPTANMIŞ BİR ZARAR BULUNMADIĞINDAN 5237 SAYILI YASA'NIN 184/5. MADDESİNDEKİ ÖZEL ETKİN PİŞMANLIK HÜKÜMLERİ İLE HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI HÜKÜMLERİNİN BİRBİRİNDEN BAĞIMSIZ ELE ALINIP DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKİR.
İçtihat Metni
İmar kirliliğine sebep olmak suçundan sanık Bahattin'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 184/1, 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 yıl içerisinde 05.11.2007 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere kaçak kat vasfındaki 1 ve 2. kata ruhsat alınması ya da imar planına uygun hale getirilmesi koşulu ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair (Büyükçekmece Birinci Asliye Ceza Mahkemesi)'nin 03.02.2009 tarihli ve 2007/1289 esas, 2009/35 sayılı kararının Adalet Bakanlığı'nca 13.05.2011 gün ve 2011/6185/27789 sayılı yazısı ile yasa yararına bozulmasının istenmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 21.06.2011 gün ve 2011/203572 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi:
Tebliğnamede "Sanığın inşaat ruhsatı almadan kaçak inşaat yapmak şeklinde kabul edilen eyleminden dolayı, mahkemece 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 184/1. maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası verilmesini müteakip, karar kesinleştikten sonra 2 yıl içerisinde eski hale getirilmesi koşulu ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/9. maddesinde yer alan "Altıncı fıkranın (c) bendinde belirtilen koşulu derhal yerine getiremediği takdirde; sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir." şeklindeki düzenleme karşısında, 6. maddenin (c) bendinde belirtilen mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi şartının derhal yerine getirilemediği hallere mahsus olmak üzere, zararın giderilmesini sağlamak amacıyla koşullu olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği, oysa ki sanığın eyleminde bir zararın meydana gelmediği, kaldı ki 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 184/5. maddesinde yer alan "Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar." şeklindeki düzenlemeye göre, kişinin kararın kesinleşmesinden sonra kaçak inşaatı ruhsata uygun hale getirmesi durumunda cezanın bütün sonuçlarıyla ortadan kalkacak olması karşısında, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Gereği görüşüldü;
5271 sayılı CYY'nin 231. maddesinin 6. fıkrasında, "Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir." 9. fıkrasında, "Altıncı fıkranın (c) bendinde belirtilen koşulu derhal yerine getiremediği takdirde; sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir." 5237 sayılı TCY'nin 184. maddesinin 5. fıkrasında ise "Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar." hükmü yer almaktadır.
İncelenen dosyada, mahkemece sanık hakkında hükmolunan 10 ay hapis cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün, CYY'nin 231/9. maddesi hükmü uyarınca yerine getirilmesi olanaksız bir koşula bağlanarak açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmektedir. Anılan hüküm ancak; sanığın işlediği suç nedeniyle mağdur veya kamuya verdiği ve parayla ifade edilebilen maddi zararın ödenmesini gerektiren somut olaylarda uygulanabilir. Mahkemenin kabulünde belirttiği üzere ruhsata veya imar planına aykırı olarak yapılan binanın imar kirliliğine yol açması tek başına kamusal maddi zarar olarak değerlendirilemez. Bu suç nedeniyle kamunun uğradığı somut maddi zararın belirlenmesi gerekir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre mahkemece saptanmış ve ödenmesi gereken bu nitelikte bir maddi zarar bulunmamaktadır. 5237 sayılı TCY'nin 184/5. maddesi ise binanın imar planına ve ruhsatına uygun hale getirilmesi koşuluna bağlı özel bir etkin pişmanlık hükmü olarak düzenlenmiştir. TCY'nin 184/5. maddesinde yer alan etkin pişmanlık ve CYY'nin 231. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulama olanağının, birbirinden bağımsız olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Biri diğerinin ön koşulu sayılamayacağı gibi uygulanmasına engel de oluşturmamaktadır. Mahkemenin, 5237 sayılı TCY'nin 184/5. maddesindeki özel etkin pişmanlık hükmünü dikkate alan gerekçeyle iki ayrı kurumun uygulama koşullarını birleştirerek verdiği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, hukuka uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, imar kirliliğine neden olma suçundan sanık Bahattin hakkında, Büyükçekmece Birinci Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilip itiraz edilmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair 03.02.2009 gün ve 2007/1289-2009/35 sayılı kararın, 5271 sayılı CYY'nin 309. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), karardaki hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilebilecek nitelikte olduğundan, "kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 yıl içerisinde 05.11.2007 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere kaçak kat vasfındaki 1. ve 2. kata ruhsat alınması ya da imar planına uygun hale getirilmesi koşulu ile" ibaresinin kararın (2/a) bendinden ÇIKARILMASINA, 13.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İmar kirliliği cezası nedir?
Öznur Yaslı/Emlakkulisi.com