10 / 05 / 2024

MB’nin faiz düşürme kararını mevduat sahibi nasıl karşılayacak?

MB’nin faiz düşürme kararını mevduat sahibi nasıl karşılayacak?

Habertürk Gazetesi köşe yazarı olan Cüneyt Başaran bugünkü yazısında Merkez Bankası’nın faiz indirmini değerlendirdi. Başaran, bundan sonra gözlerin kredi faizlerine çevrileceğini belirtti. İşte o yazı....



TCMB nisan ayında da faiz indirip, üst bandı yüzde 10’a indirdi. Merkez Bankası’nın üst üste 2 ay toplam 75 baz puan faiz indirmesi ve gelecek aylar için de faiz indirimlerine kapıyı açık tutması ister istemez herkesin gözünü, kredi faizlerine çevirdi.


Bu hafta içinde başta konut kredileri olmak üzere bazı kredi oranlarında ufak da olsa düşüş görmeye başladık. Liderliğini kamu bankalarının çektiği bir grup bankanın, konut kredilerinde 120 vadede faizi aylık 1.10 seviyesinin altına çektiğini duyuyoruz. Genel olarak fikir vermesi açısından; yıllık basit faiz hesabıyla, konut kredilerinden yıllık yüzde 13’ler, KOBI ticari kredilerinde yüzde 14-15 seviyeleri, tüketici kredilerinde ise yüzde 16-17’ler bankaların önerdikleri oranlar, seviyeler olarak önümüze çıkıyor. Diğer yandan mevduat faizlerinde de bir miktar gerileme var. Ama oldukça sınırlı. TCMB’nin verilerine göre, 3 aya kadar ortalama mevduat faizi yüzde 11.5’lere gerilemiş vaziyette. Son olarak bir hatırlatma daha yapalım, piyasanın Merkez Bankası’ndan aldığı ortalama 95 milyar TL gecelik fonlama miktarının maliyeti de yüzde 8.45’e kadar geriledi. Bu oran 1 hafta önce yüzde 8.80’di. Şimdiki geldiği seviye ise son 9 ayın en düşük oranı.


BUNDAN SONRA NE OLACAK?


Bu hafta içinde sırasıyla, Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş ve Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın “ ... TCMB görevini yapıyor. Şimdi sıra bankalarda. Kredi faizleri düşmeli” mealinde açıklamalar yaptılar.


Dolayısıyla bundan sonra gözler ister istemez, kredi faizlerine çevrilecek.


Peki kredi faizleri daha fazla düşer mi? Bu arada kur nasıl tepki verir?


Önce faiz tarafı. 2 ayda toplam 75 baz puan indiren TCMB, cuma günü piyasaya fonladığı 95 milyar TL’lik rakamın maliyetini yüzde 8.45’e düşürdü. Eğer mayıs ayında da 50 baz puanlık daha faiz indirimi yapar ve piyasaya fonlaması gereken miktar değişmezse 95 milyar TL’yi yüzde 8.20’ler civarından bankalara verecek. Bu durumda da mevduat faizlerinin bir miktar daha gerilemesini beklemek sürpriz olmaz. Ancak, burada ciddi bir “döviz tevdiat hesapları” ve “kurun değer kaybı ihtimali” gibi olasılıklar devreye giriyor.

Yani...


1.2 trilyon TL’lik toplam mevduat miktarımızın yüzde 45’i yabancı para birimi (DTH) cinsinden. 2005 yılından beri toplam DTH hesaplarının bütün mevduat hesaplarına oranına baktığımızda, yüzde 30-40 bandında gittiğini görüyoruz. Ancak 2015’in yaz aylarından itibaren bu oran DTH’nin lehine bozuluyor. Son 1 yılda vatandaşların ve şirketlerin “dövizin değer kazanacağı” beklentisiyle TL mevduattan DTH’ye geçtiğini görüyoruz. Halihazırdaki yüzde 45’lik oran da tüm zamanların en yüksek oranı.


Bu sebeple, Merkez Bankası’nın üst bandı düşürüp, ortalama fonlama oranını kısarak yaptığı manevranın etkisini gösterebileceği mevduat oranı sadece yüzde 55! Kalan döviz mevduat sahipleri TCMB’nin ne faiz verdiği ile ilgilenmiyor. Onları daha çok “döviz (daha çok da dolar) değer kazanacak mı?” ilgilendiriyor.


Bu durumda akla şu soru geliyor: “TCMB faizleri aşağıya çekerken, kur yukarı gider mi?” Bunun cevabı hem “Evet” hem “Hayır”. Eğer “enflasyon ile mücadelede geri adım atılmadığı” ve “faiz indirimlerinin küresel gelişmelere bağlı olduğu” gerçeklerine bağlı kalınırsa, cevap “Hayır”. Ancak “faizler her halükârda inecek” mantığı ile hareket edersek kurun yükselmesi hiç sürpriz olmaz.


Bu durumda da “faiz indiren ama kuru hızlı değer kaybeden” bir ülke olduğumuzda, ne DTH sahibi mevduatını TL’ye çevirir, ne de buraya yurtdışından para girişi olur.



Cüneyt BAŞARAN/Habertürk


Geri Dön