Pandemi sebebiyle kapatılan iş yerleri kira ödemeyebilir!
BAU Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Zafer Kahraman, pandemi sebebiyle geçici olarak kapatılan iş yerlerinin kirayı ödemekten kurtulacağını belirtti.
BAU Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kadir Emre Gökyayla, Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Zafer Kahraman ve Doç. Dr. Seda Öktem Çevik, iş yerlerinin kira sözleşmelerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. CNN Türk'te yer alan habere göre; sözlerine kanun koyucunun konut ve çatılı iş yeri kiralarında kiracıyı korumak yönünde bir tercihi olduğuna dikkat çekerek başlayan Doç. Dr. Zafer Kahraman, “Kural olarak sözleşmelerde sözleşme serbesti esastır. Bunun anlamı, kanun tarafından sınırlama getirilmemiş ise, tarafların mutabakatla her türlü sözleşmeyi, arzu ettikleri içerikte yapabilecekleridir. Konut ve çatılı işyeri kiralarında ise, kanunun emredici kuralları ile getirdiği sınırlamalardan bir tanesi de kira artışında 12 aylık TÜFE ortalamasının sınır olarak getirilmesidir" açıklamasında bulundu.
Kovid-19 salgını ile ilgili kira hukuku özelinde de hukuki çözüm önerilerini aktaran Doç. Dr. Zafer Kahraman, “Pandemi bazı kira sözleşmelerini hasta etti. Bazı kira sözleşmelerine ise bulaşmadı. Sözleşmenin akıbetini belirlerken, sözleşmenin taraflarının ne kadar ve ne yönde etkilendiğini anlamamız lazım. Mesela, salgının gölgesi altında yaşarken bazı marketlerin çok daha fazla kârlar ettiğini gördük. Dolayısıyla o marketlerin salgından ve yasaklardan kötü etkilendiğini ileri sürmesi mümkün değildir.
Buna karşın, bazı iş yerlerinin, alışveriş merkezlerindeki bazı mağazaların ve restoranların da kapandığını gördük. Kapanma kararını devlet veriyor. Dolayısıyla bunda ne kiraya verenin ne de kiracının kusuru var. Her iki taraf için de kaçınılmaz bir nedenle başa gelen bir olay söz konusudur. İki tarafın da bunda kusuru olmasa da artık o sözleşmenin ifa edilmesi devlet otoritesinin getirdiği yasak sebebiyle imkânsız hale gelmiştir. Zira, kiralananı kiracının kullanımına bırakmak kiraya verenin temel borcudur. Kiraya veren, kiralananı kullanıma bırakmakla yükümlü olmasına rağmen, devlet yasaklamaları nedeniyle artık bu borcunu yerine getirmesi mümkün olmuyor. Kiracı ise, kiralananı kullanmak, işletmek, iş yerini çalıştırmak istiyor ama yapamıyor. Buna hukukta imkânsızlık diyoruz. Bu ihtimalde, mücbir sebebin yarattığı bir imkânsızlıkla karşılaşıyoruz. Tabi burada öğretide bazı tartışmalar var olsa da şu kesindir: yani o dönem için o sözleşmeden kiracı faydalanamadı ve bunda hiç kimsenin kusuru yok. Bu dönemde bir imkânsızlık yaşandı. Dolayısıyla, sırf o döneme has olarak karşılıklı borçlar sona ermiştir. O dönemde devlet otoritesinin yasağı ile kapanan yerler için kiracı –yasak dönemine ilişkin- kirayı ödemekten kurtulur. Kiraya veren, kira bedelinin ödenmesini talep edemez. Devlet otoritesiyle kapanma imkânsızlığa yol açtığı için bu sonuç kendiliğinden meydana gelir. Yasaklar bittiğinde ise, sözleşme yeniden uygulamaya döner. Ancak, yasak kapsamında olmayan yerlerin kirasında imkânsızlık hükümleri uygulanmaz. Şartları oluşmuş ise, aşırı ifa güçlüğüne dayalı olarak uyarlama talep edilebilir” şeklinde konuştu.