Site yönetimlerinde muhasebe yönetimi nasıl yapılır?
Bilinenin ve uygulananın aksine site yönetimlerinde vergi usul kanunu veya Türkiye muhasebe standartlarına göre bir mali işlem-iş akışı veya muhasebe uygulaması değil gelir-gider takibi söz konusudur.
Site yönetimi, malikler birliğidir aslında, site yönetiminin tüzel kişiliği yoktur.
Dört beş ailenin, piknik yapmak üzere, kendi aralarından veya dışarıdan bir aracın yakıtı ve belki de sürücünün emeğini de katarak oluştuğuna inanılan giderin, aile veya kişi başına karşılamaları gibi bir hayatın doğal akışındaki özel, amatör organizasyon ile site yönetimi ve muhasebesi arasında temelde fark yoktur.
Kimi aileler de bu aracı bir servis şirketinden kiralayabilirler ve giderleri karşılarlar.
Ancak, bir çok sitede deneticiler muhasebeci, mali müşavir hatta resmi veya özel sektör mali deneticilerinden seçilir, yönetim şirketleri ile anlaşma yapılır, davul başkasında davul site yönetiminde olur, davul patlar tokmakçı gene de parasını karı,vergisi, faizi dahil alır, çünkü site yönetimleri şirketlere sorumluluğu değil ancak yetkiyi verirler.
Sonuçta, yukarıdaki piknik alanına gidiş, her kişiye ayrı fatura, faturaların banka üzerinden yatırılması, biri az-biri fazla verdiğe döner, ibralar-ibrasızlıklar gibi dernek mevzuatı, arkasından adli vaka, mahkemelerdeki bilir kişilerde resmi vergi usul kanunu veya Türkiye muhasebe standartları üzerinden rapor hazırlar, bu arada site yönetimi hizmetleri aksar, uhdeye para geçti-geçmedi vs. şeklinde uzar gider.
Oysa meblağlar ne kadar büyük olursa olsun, sitelerde gelir-gider takibinden başka bir mali işlem yoktur. Site yönetimi ruhu budur.
Yönetici/yönetim kurulu , denetici-denetim kurulu mutlaka mevzuattaki gibi oy çokluğu ile değil, kat maliklerinin sayı ve arsa payı çoğunluğu ile seçilmelidir.
Yönetim kurulu gelir-gider tablosunu aylık, denetim kurulu idari ve mali denetimin üç aylık raporlarlarını üç aylık askıya çıkarmalı, aksayan bir durum gören denetici-yönetici veya yetkili kurulun 1/3 toplantı çağrısı yapmalı ve hesabı sıcağı sıcağına hak sahibi olarak, TBMM’den sonraki en büyük irade olan malikler birliği iradesi ile sormalı, tatmin olunmayan bir durum varsa, yönetimi o anda, orada, o çatı altında değiştirmeli, eksik-aksak olanın yerine konması için muhataplara bir aylık süreyi noterden ihtaren bildirmeli, aksi durum devam ederse, ihtarı ve ihtara konu kararı ilişiğe koyup adli merciye göndermeli…
Dahası site yönetimi değildir, hakimden yönetici atanmasını istemek iradeden vazgeçmektir ve işi çıkmaza sokmaktır, malikler birliği iradesinin farkında olmamaktır.
Site yönetim kültürü ve mevzuatı yukarıda olduğu gibidir, bunun dışındaki uygulamalar gecikme dolayısı ile işi içinden çıkılmaz hale getirir ve her türlü yolsuzluğa çanak tutar.
Kat malikler birliği bir irade merciidir, içtihatlarla sabittir ki mahkemeler, hakimler dahil kat maliklerinin yerine irade koyamazlar.
Kat malikleri, dışarıdan akademik ve saha tecrübeli site yönetimleri danışmanlığı alarak bu tip iradesizliğin getirdiği emlak değeri düşüşleri, fazla gider, kaos ve site yaşam kültüründen uzaklaşma olanağını engelleyebilirler.
Nihat DÖNMEZ Site Yönetimleri Danışmanı
Makine Mühendisi-Emlak Müşaviri- Üniversite Eğitmeni