04 / 05 / 2024

Konut fiyatlarının düşmesi için arsa üretmek şart!

Konut fiyatlarının düşmesi için arsa üretmek şart!

Akdeniz'de Yeni Yüzyıl Gazetesi'nin köşe yazarı Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu Genel Başkan Vekili Deniz Karataş, bu haftaki yazında inşaat sektörünün karşılaştığı zorlukları kaleme aldı. İşte o yazı...



Türkiye'de yaklaşık 19 milyonluk konut stokunun yüzde 40 gibi önemli bir kısmı; riskli, yapı ömrünü tamamlamış, sağlıksız ve ruhsatsız yapılaşmadan oluşuyor. Yaklaşık 80 milyonluk Türkiye nüfusunun yüzde 920ik bölümü, birinci ve ikinci derece deprem kuşağı üzerinde kurulmuş kentsel alanlarda yaşıyor olması; inşaat sektörünün hızla gelişmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Bununla birlikte; çarpık yapılaşma, altyapı eksikliği ve yeşil alan ihtiyacı gibi yaşam kalitemizi etkileyen sorunları da göz ardı etmemek zorundayız... 


2017 ve önümüzdeki 5 yıl içinde; sektörün sürdürülebilir gelişimi, kurumsallaşması ve daha hızlı bir şekilde kaliteli yeni konutlar üretilebilmesi için önünün açılması gerekiyor. Konut fiyatlarının düşmesi için; devletin arsa üretmesi, süreli teşvikler yerine kalıcı indirim ve düzenlemeler yapması gerekiyor. Ama gönlümüz hiçbir zaman tarım arazilerinin yok edilmesinden de yana değildir, yeri gelmişken belirtmek isterim... 


Ama... 


İçinde bulunduğumuz dönemde; Türkiye'nin lokomotifi konumunda olan inşaat sektörü birçok zorlukla karşı karşıya... 


Son düzenlemelerle sektöre nefes aldıran tapu harcı, noter bedeli ve satıştaki KDV rakamı konusundaki oran ve uygulamaların önümüzdeki dönemde eskiye dönmesiyle sektörün sürdürülebilir gelişimi yavaşiayacaktır. Düzenlemeler süreli değil, kalıcı olursa etkili olur. Uzun vade için yatırım yapılan bir sektörde; kısa vade çözüm önerilerinin kimseye bir faydası olamaz... 

Yüksek arsa ve inşaat maliyetlerinin oluşturduğu olumsuz tablonun yanı sıra; demir fiyatlarının da hala kontrol altına alınamaması, sektörün yükünü arttırmaya devam etmektedir. 

Kentsel dönüşümü yavaşlatan arsa payı çıkmazı da cabası! 


Öte yandan; inşaat sektöründe çok yaygın olan kayıt dişilik, kayıt altındaki firmalar için haksız rekabete neden olurken aynı zamanda devleti ciddi anlamda vergi kaybına uğratıyor. 

Diğer taraftan müteahhit enflasyonu engellenmiyor... 


İnşaat maliyetleri hız kesmeden artıyor. Beton ve demir başta olmak üzere inşaat malzemelerinin fiyatı sürekli yükseliyor. Bu da, bizlerin hedefi olan, vatandaşlarımızın güven ve huzur içinde yaşayabilecekleri kaliteli konutları üretmek yerine, hiç arzu etmediğimiz inşaat kalitesinin düşmesine neden oluyor ya da müteahhit bekliyor, beklediği her gün de zarar hanesine işliyor, maliyet artıyor... Maliyeti tüketiciye yansıtma lüksümüz de yok. Yansıtılırsa da; haksız rekabete sebep oluyor ya da kayıt dışı ekonomiye... 

Gelelim kentsel dönüşüm sürecini ciddi anlamda yavaşlatan en önemli unsurlardan biri olan arsa sahiplerinin kat karşılığı projelerde sadece arsa payı oranını dikkate almaları ve arsa payı çıkmazına sebep olmaları konusuna... Arsa sahipleri kaliteye odaklanmak, paya yada daire sayısının çok olmasına değil. Bir müteahhitlik firması, arsa sahibine standartların üzerindeki bir oranda yüksek arsa payı verdiğinde, mecburen kaliteden feragat etmek zorunda kalır. Sonra ne oluyor? Hayaller ile gerçekler örtüşmüyor ve barış bozuluyor. Yıllarca süren mahkemeler geliyor arkasından... 


Son iki haftadır köşemizde yazdığımız, "Müteahhitlik Hizmet Yasası" ile ilgili hala bir gelişme yok. Maalesef ülkemizde, inşaat sektörü hep en cazip sektörlerden biri olarak görülür. 80 milyona yakın nüfusa sahip Türkiye'de bugün yaklaşık 330 bin müteahhit varken, 80 milyonu aşkın nüfuslu Almanya'da bu sayı sadece 2.700, tüm Avrupa'da ise 25 bin civarında. Türkiye, yaklaşık 1 milyar 375 milyon nüfuslu Çin'den sonra inşaat sektöründe dünya İkincisi konumundayken, müteahhit sayısı olarak da Çin'den sonra ikinci. Bu durum en-gel-len-me-li... Yurtdışında belli bir sermaye yapısına ulaşmadan, yeterli kadrolara sahip olmadan ve belli oranda iş bitirmeden inşaat sektörüne giriş yapılamıyor. Uygun şartları sağlayanlar gayrimenkul yatırımcısı olmalı, her isteyen inşaatını yapmamalı... 


Ve bütün bunların hepsi; milli servetimizin zarar görmesine sebep oluyor... 

Hepimizin çocukluğunun tekerlemesi olan "Komşu, komşu! HuuuL" hikayesini bilirsiniz...

Komşu, komşu! HuuuL 

Oğlun geldi mi? 

-Geldi. 

-Ne getirdi? 

-İnci boncuk. 

-Kime kime? 

-Sana bana. 

-Daha kime? 

-Kara kediye. 

-Kara kedi nerde? 

-Ağaca çıktı. 

-Ağaç nerde? 

-Balta kesti. 

-Balta nerde? 

-Suya düştü. 

-Şu nerde? 

-İnek içti. 

-İnek nerde? 

-Dağa kaçtı. 

-Dağ nerde? 

-Yandı bitti 

Kül oldu... 

Anlayana sivrisinek saz... 

Saygılarımla,


Akdeniz'de Yeni Yüzyıl


Geri Dön