4. Konutta Satış ve Pazarlama Buluşmaları gerçekleşti!
Emlakkulisi.com ev sahipliğinde gerçekleşen Konutta Satış ve Pazarlama Buluşmaları'nın dördüncüsü 150 kişinin katılımıyla gerçekleşti... Konutta pazarlama ve marka konusunun konuşulduğu toplantı Anthill Residence 54. katta gerçekleştirildi...
4. Konutta Satış ve Pazarlama Buluşmaları'nın devamı....
Can Ekşioğlu/ERA Türkiye
Marka olmak uzun bir süreç!
ERA Türkiye'nin kurucusuyum. Marka olmak çok önemli. Her sektörde çok önemli. Özellikle inşaat sektöründe de çok önemli. Biz inşaat sektöründe değiliz, gayrimenkul danışmanlığı ve aracılığı sektöründeyiz. Biz markalaşma sürecinde neler yapıyoruz biraz onlardan bahsetmek istiyorum. Öncelikle bizim sektörümüzde de bir çok marka var ama gerçekte bir marka yok. Yani bugün şimdi evnizi satmayı düşünseniz mutlaka şu markayla değerlendirelim demiyorsunuz. Neden? Çünkü, güven yok. Özellikle bizim sektörümüzde güven yok. Güven nasıl oluşacak? Bu konuda birkaç adım attık. Öncelikle sözleşmeleri değiştirdik. Bu tek yetki sözleşmelerinde biliyorsunuz portföy alımlarında böyle şantaj maddesi olabiliyordu. Biz burada bir cayma hakkı koyduk. Böyle bir adım attık. Daha sonrasında bizim sektörümüzde yine kayıt dışı çok fazla ve KDV oranını hizmet bedelinin içinde dahil ettik. Bunların dışında müşteri memnuniyeti çok önemli. Geçtiğimiz sene -ki biz henüz 1,5 sendir faaliyetteyiz- Kal-Der'le bir çalışma başlattık. Müşteri memnuniyetine yönelik. Bu sene anketler düzenlenecek, sektörümüzdeki problemler ele alınacak. Bu bağlamda bir akademi açıyor. Gayrimenkul akademisi açıyoruz Bağdat caddesinde. Burada kendi yerimizde eğitimler veriyor olacağız. Kal-Der'le ortak yürüttüğümüz çalışmanın eğitimlerini veriyor olacağız. Yani bizim sektörümüzde çok ciddi değişiklikler olacak. Bugün bazı kişiler "Biz emlakçı değiliz ki, bir tek ev satmıyoruz hepsini satıyoruz" dediler. Bir başkası "Biz emlakçılarla karıştırıyorlar" dediler. Bizim sektörün algısı çok düşük. Biz bunu değiştirmek istiyoruz. Aslında bir emlakçı veya bir gayrimenkul danışmanı da bir kere satmamalı. Her zaman aynı kişiye hizmet verebilmeli. Bunları değiştirebilmek için müşteri memnuniyeti manasında bahsettiğim bir çok şeyi yapmak gerekiyor. Ama tabi marka olmak uzun bir süreç. Biz de bu yolda emin adımlarla ilerliyoruz.
Yavuz Can Onarlı/Eviya Gayrimenkul Pazarlama Müdürü
Marka olanlar yine yollarına devam edecek!
Eviya Gayrimenkul Pazarlama Müdürü'yüm. 5 yıldır Sinpaş Grubu'ndayım. Burada önemli olan bence, işler iyi gittiği zaman gayrimenkul sektörü sürekli büyüdü. Herkes konut satabildi. Kimisi düşük fiyatta, kimisi çok reklamla, kimisi ürün farklılaştırarak. Herkes sattı... Şimdi biraz daralmaya gidiyoruz. İşler biraz daha zor olacak önümüzdeki dönemde. Ben öyle görüyorum. Marka olmanın avantajı burada ortaya çıkacak. Marka olanlar yine yollarına devam edecekler. Teklemede, yine aynı şekilde sürdürülebilir bir şekilde hizmet vermeye devam edebilecekler. Vehbi Koç'un bir lafı vardır; "Ben ucuz mal alacak kadar zengin değilim" demiştir. İnsanlar zaten ellerinde kısıtlı kaynağı en güvendikleri yere göndermek isteyeceklerdir. Biz mesela Sinpaş Grubu olarak bu sene 40. yılımızı kutluyoruz. Kriz dönemlerinde hep daha fazla büyümüşüzdür. Kriz dönemlerinden hep büyüyerek çıkmışızdır. İşte bu da insanların markaya duyduğu güvenin bir göstergesi aslında.
Varol Tezmen/Avrupa Konutları Satış ve Pazarlama Koordinatörü
Nitelikli işveren, nitelikli eleman konusu markalaşmak için çok önemli!
Avrupa Konutları Satış ve Pazarlama Koordinatörüyüm. 2005 senesinde ilk olarak Taş Yapı'da Mashattan projesine başladığımda, Anadolu yakasında Bağdat Caddesi'nde proje üreten Taş Yapı'yı kimse tanımıyordur. En çok 50-100 tane konutluk ufak siteler inşa etmişti. O zaman da metrekaresi 2 bin dolardan satışa çıkarmıştık projeyi. Maslak'ta herkes çok pahalı diyordu. 4-5 yıl sonra bunun 5 bin dolara çıkacağımı söylediğimde bana hayal görüyorsun dediler. O zaman tanıtmak için kitapcık bastırmıştım. Onun üzerinde Taş Yapı'nın yaptığı bitirdiği ihaleler, bir kaç tane site vardı. Kimse tanımadığı için teminat mektubu istiyorlardı. O zamanlar daire alan müşteriler halen şuan çalıştığım projelerden daire alıyorlar. Hep aynı kişiler b ugüne kadar çalıştığım projelerin bir kaç tanesinden daire alıyorlar. Buna yüzde 2 ya da yüzde 3 diyebilirsiniz. Bir şeyi farkettim ben son zamanlarda. 2005'te Taş Yapı'nın Mashattan projesinden daire alan müşteri kitlesi yavaş yavaş iştahını kaybetti. O çok ilginç. Parası var fakat gayrimenkul satın alma iştahını kaybetti. Neden olarak; bir yaş faktörü olabilir. İkincisi prim yapma ihtimalleri artık yavaş yavaş düşüyor. Eskiden yüzde 100, yüzde 200'lerden, şimdi yüzde 25'lere yüzde 30'lara düştü. Bir de herhalde bıktılar bu işten. Ben öyle bakıyorum. Hala para kazanıyorlar. Mashattan ve Uphill'deki müşterileri takip ediyorum ben. Avrupa Konutları'ndan da daire aldılar. Hemen hemen iki projeden birinden daire alıp satıyorlar. Daha sonra diğerinden alıyorlar. Ama yavaş yavaş iştahlarını kaybettiler. Onları biraz daha iştahlı hale getirmek, o kitleyi kaybetmemek lazım diye düşünüyorum. Tabiki ilaç sektöründe çok ciddi satışçılar çıkıyor ama ben kendim yetiştiğim sektör olan beyaz eşya sektöründen de bu sektöre ciddi satıcı çıktığına inanıyorum. Neden diye soracaksınız. Çünkü gayrimenkul sektöründe müşteri sizin ayağınıza geliyor. Fakat beyaz eşya sektöründe siz müşterinin ayağına gidip satmak zorundasınız. Bu çok daha zor bir iş. Onların içinden de çok ciddi anlamda yetişen satışçılar olduğuna inanıyorum. Şimdi gelelim markalaşmayla ilgili konuya. Benden önceki arkadaşlarda söyledi. Önemli olan markalaşma belli bir seviyeye geldikten sonra o seviyeyi koruyabilmek. Bunda benim ekleyeceğim çok fazla bir şey yok. Ama en önemli kriterlerden bir tanesi satış ofisinde yer alan bütün ekipte ister pazarlama ekibi, ister satış ekibi, o ekipte çalışan insanların markayı benimsemesi gerekiyor. Nitelikli işveren, nitelikli eleman konusu markalaşmak için çok önemli. Örneğin bir müşteri satış ofisine geldiği zaman orda çalışan bütün arkadaşlar o markayı ve o projeyi benimsemeleri gerekir diye düşünüyorum. Markalaşmada müşteriyi anlamak çok önemli. Müşteri ile ikili diyaloglar hangi statüde olursanız olun müşterinin nabzını korumak çok önemli. Eğilimleri çok önemli. Neler yapıyor, nerelerden tercih ediyor bizzat satış ofisinde bire bir sohbetle, bir çay ya da kahve ısmarlamakta bunu çok iyi tespit edebilirsiniz. Müşterinin nabzını kollayamazsanız markanın devamı zorlaşıyor. Onun istekleri, talepleri ne ölçüde gelişiyor bunu çok iyi takip etmek lazım.
Sevil Cenanoğlu/Dumankaya İnşaat Kurumsal İletişim Müdürü
Marka olmak; bir hayat, bir yol, bitmeyen bir yol!
Dumankaya Kurumsal İletişim Müdürüyüm. 17 yıldır Dumankaya'dayım. 17 yıldır bu sektörde olduğum için salondaki bir çok arkadaşı farklı alanlarda tanıyorum. Beraber büyüdük. Onlar elimde büyüdü. Farklı alanlarda onların geldiği düzey beni o kadar gururlandırıyor inanamazsınız. Gerçekten sektörümüzün geldiği nokta, konuştuğumuz konuların ilerlemesi aslında bizim daha ne kadar çok şey yapacağımızın bir göstergesi. Konut sektörü sadece konut değil, hayatın özü. Arkadaşlarımızın söylediği her şey doğru. Hepsi bir bütün. Tüketici değil aslında kendimizi dinliyoruz farkındaysanız. Bahsettiğiniz kişiler zaten biziz. Biz ya da kardeşimiz ya da çocuklarımız. Kendimizi dinleyip ne istediğimizi, ne yapacağımızı izleyerek planlamamız gerekiyor. Marka olmak zaten böyle bir şey. Bir hayat, bir yol. Bitmeyen bir yol. Yanında her şeyi olan, sosyal paydaşıyla, çevresiyle, çalışanıyla, toplam kalitesiyle ilerleyecek bir yol ve ülkeyi kalkındıracak. İnşallah ilerleyen günler hepimiz için aydınlık olacak. Ben ister çalışan kalitesi, ister vizyoner patron avantajı bütün bunlara birazcık torpille sahibim diye söyleyebilirim. Önümüzdeki günlerde sadece hizmet değil, sadece konut değil, hayatın getirdiği her türlü yeniliği işimizle birleştirdiğimiz an, hepimiz çok daha güzel yerlerde olacağız. Hepinizi çok teşekkür ediyor, başarılar diliyorum.
Ürün geliştirme sürecinde her şeyi çok iyi bir şekilde oluşturmak gerekiyor!
Ufuk Kayador/Artı Deneyim Danışmanlık Hizmeti
Otomotiv sektöründe yıllarım geçtikten sonra, Dumankaya'da 10 senem geçti. Çok zorlu süreçlerden geçtik. Geçen sene biz bir başka arkadaşımla ayrıldık ve onunda beni ikna etmesiyle birlikte tekrar profesyonel yaşama devam mı edelim, yoksa hizmet alanına mı geçelim derken, bu taraf daha cazip geldi birdenbire şirketi kuruverdik. Artı Deneyim Gayrimenkul Pazarlama ve Satış Danışmanlık şirketini kurduk. Ortaklarından biriyim ben. Bu sektöre başlarken, konut sektöründen diğer arkadaşlarım beni uyarmıştı. "İşte bak 6 ay kadar, 1 sene kadar hiç bir şey beklemeyeceksin. Bu taraf böyledir. Oraya benzemez." diye. Ama bunu kurduktan sonra evrenin ulu yaradanı diyelim, yüzümüze güldü ve bize yardımcı oldu. Başlar başlamaz büyük markalarla birlikte çalışabilme imkanına sahip olduk. Hızlı bir şekilde girdik. İnşallah böyle de devam eder. Bizim buradaki markalaşmadan arkadaşlarımız çok güzel bahsetti. Ben bizim konumuzla ilgili markalaşmayı nasıl yapabilir diye düşündüğümüzde, biz arkadaşımızla birlikte yola çıkarken burada biz orada da yaptığımız gibi her zaman farklı şeyleri yapmayı hedefledik. Yani algıda farklılık. Biliyorsunuz pazarlama deyince bu akla geliyor. Bu tarafta da biz algıda farklılık yapalım, yönetelim diye yola çıktık. O şekilde de daha baştan başarılı olduğumuzu görüyoruz. Burada hizmet verdiğimiz firmalara şöyle bir şey edindik. Yani sözleşme maddeleri içinde olan şeyler değil. Onun dışında aklımız erdiğinde, bildiğimiz her konuda onlara nasıl yardımcı olabiliriz, nasıl destek olabiliriz ve bir proje lansmana çıkarken nasıl çıkmalı bu konularda elimizden geldiğince bilgilerimizi paylaşmaya çalışıyoruz. Burada markalaşma konusunda bizim aslında misyonumuzu şöyle belirledik; Kendi hizmet alanımızda, en kaliteli hizmeti veren firma olalım dedik. Bu yolda da gitmeye çalışıyoruz. Aslında markalaşmanın ötesinde bunu inşallah sağlayacağız ona inanıyoruz ama bununda bir adım ötesi biliyorsunuz itibar yönetimi. Yani bizim hedefimiz aslında burada markalaşmanın da ötesinde kendi markamızın ötesine götürüp itibar duyulan bir firma haline gelmek istiyoruz. Markalaşma deyince ben biraz da buradan bakmak istedim, değişik perspektiften. Konumuza geçersek bir firma nasıl marka olur? Yani benim gördüğüm pazarlamanın bileşenleri hepimiz biliyoruz ürün kavramı. Bir kere ürün kavramını çok farklı şekilde oluşturmak gerekiyor. Standart herkesin yaptığı türde değilde, ürün kavramını çok farklı şekilde yapmak gerekiyor. Bu bir kere tüketici nezdinde farklılığı meydana getiriyor. Dumankaya'nın en başarılı olduğu konulardan bir tanesi budur. Ürünü bu şekilde oluşturduktan sonra, tabi proje olarak düşündüğümüzde ürünü çok iyi geliştirmek gerekiyor. Bunu geçen toplantıda uzun uzun anlattım tekrar girmeyeceğim ama o ürün geliştirme sürecinde herşeyi çok iyi bir şekilde oluşturmak gerekiyor. E bunları yapıyorsunuz. Genelde burada mesela yatırımcı arkadaşlarımız olsun veya diğer arkadaşlarımız, girişimciler mesela iki ayda üç ayda bir projeyi geliştirmeye çalışıyorlar. Bence bir projenin doğru şekilde geliştirme süreci en az bir 6 aydır. Bazen bir senedir. Bazen de daha fazladır. Bu da markalaşma sürecine ciddi anlamda olumlu katkıda bulunabilecek bir süreçtir. Yani burada acele etmemek gerekir. İşleri doğru yapmak gerekir. Peki buradan devam edelim sonra ne oluyor? Bu aslında satıştan önceki kavramların hepsini pazarlama kavramı altına giriyor. Devam edersek lansmanı yaklaştı, bir çok şeyi oluşturduk, herşeyi yaptık. Orada pazarlama iletişim stratejilerini çok iyi kullanmak gerekiyor. Bir devamlılığın, sürekliliğin olması gerekiyor. Çok iyi lansman kampayası ve devamınında da sürdürülebilir iletişim stratejilerinin olması gerekiyor. İletişim ajansıyla birlikte çalışmak gerekiyor. Satış tarafına geçtiğimizde mutlaka bir crm programının olması gerekiyor. Crm programının olması yeterli değil. Bunun çok iyi bir şekilde kullanılması, sonuçlarının bilgilerinin hepsinin oraya girilmesi ve iyi analiz edilmesi, patronlar ve yönetim tarafından çok iyi oradan bilgilerin alınıp müşteriden gelen bilgilerin çok iyi irdelenmesi gerekiyor. Oradan da bir çok farklı stratejiler, kararlar almaya yönelinmesi gerekiyor. Özetle bütün herşeyi bilimsel bir şekilde yapılması gerekiyor.
Bir markaya gelen aramaların sayısındaki artış göstergelerden bir tanesi!
Barbaros Bostan/Google Türkiye
Google reklamları marka ve satışta nasıl kullanılır sorusunun cevabını 5-6 dakikaya sırdırmak mümkün değil. Ama sonu konuşmacının sorduğu "Marka olduğunu ne zaman anlarız" sorusunun bizim tarafımızdaki göstergesi olarak biz arama motorunda herhangi bir anahtar kelimenin ya da kelime öbeğinin ne kadar arandığını, herhangi bir coğrafi bölgede Türkiye ya da başka bir ülke veya herhangi bir şehirde ne şekilde aratıldığını ölçümleyebiliyoruz. Bir markaya gelen aramaların sayısındaki artış bizim tarafımızdaki göstergelerden bir tanesi. Bu markanın iletişiminde belli bir süreci tamamladığınız zaman öncesiyle kıyasladığınızda katettiğiniz mesafe sizin bu iletişim kanalını ne kadar doğru kullandığınızı ispat eden bir gösterge olabiliyor. Bu benim ikinci toplantım burda çok şey öğrendim. Ülke ekonomisi konusunda gayrimenkul pazarlama sektörünün aldığı kararlar bence pek çok alanda önemli faydalar sağlıyor. İşin tanıtım kısmında çok klasik bir söylem " Dünya değişiyor" jenerik bir kelime ama bunun arkasını belki analiz bir sonuçla doldurabilirsek biraz daha anlamlı olabilir. Google'ın bir araştırmasında insanlık tarihi boyunca 2003 yılına kadaar üretilen toplam bilgi bugün yarım saatte bir üretiliyor.
Google'ın; google arama motoru, google görüntülü reklam ağı, youtube, gmail reklamları gibi pek çok reklam modeli var. Bu reklam modellerini sizin sektörünüzden de pek çok kurum için entegre kampanyalarla kullanıyoruz. İnsanların bugün herhangi bir ihtiyaçları konusunda ilk başvuru kaynağı arama motorları. Arama motorunda bir arama yaptıklarında onlara doğru pazarlama mesajlarıyla, doğru reklam sıralamasında, doğru sonuçlar üreterek temas etmek işin başlangıç noktası. Bu konuda görünmeyen ihtiyacı olan kişilere fikir vermek için de görüntülü reklam ağını kullanıyoruz. Türkiye'deki web sitelerinin yüzde 90'ını Google üzerinden reklamları yerleştirebiliyoruz. Türkiye bir video ülkesi. Dünyada en çok video izlenilen dördüncü ülke. Türkiye 40 milyon internet kullanıcısı ile dünyada önemli bir istatistiğe sahip. En fazla Facebook hesabı olan ülkelerden biriyiz. Dünyada Google'ın en çok kullanıldığı ülkeler sıralamasında Türkiye yüzde 98 ile birinci sırada. Ortalama yapılan aylık aramalarda Avrupa ortalamasının iki katı kişi başına 230 civarında aylık arama yapıyoruz. Yurtdışında bir çok kampanya yapıyoruz. Örneğin Almanya ile aynı anda döndüğümüz kampanyada Almanya'da mesai saatlerinde ziyaretler ciddi anlamda düşüyor. Mesai saatinden önce, yemek arası veya mesai saatinde pick yapıyor. Türkiye'de ise genelde 18 saat civarında aynı ziyaretçi kitlesi yakalanabiliyor.
Son zamanlarda özellikle bu sektörün kampanyalarında kullandığımız yüzde 30-35'lere kadar çıkarttığımız bütçe seviyeleri bulunmakta. Yalnızca Körfez ülkelerinde değil Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşlarımız da bu açıdan çoğu kampanyada kullandığımız bir coğrafi kesim. Bugün için fırsat olarak söylenebilecek son bir şey daha eklemek istiyorum. Türkiye medyada dünyanın yeni ucuz ülkelerinden biri. Google gibi açık artırma ortamı olan fiyat modelinin gelen taleple oluştuğu bir alanda çok ucuz fiyatlarla Türkiye'de reklam yapıyoruz. Aynı kampanyaları yurtdışında döndüğümüz zaman Türkiye'nin çok üzerinde fiyatlar ile karşılaşıyoruz. Dolayısıyla reklam vermek isteyenler için bugün bu anlamda yatırım yapmanın böyle bir avantajı da var.
Lokasyon ve müşteriyi doğru analiz etmek çok önemli!
Seda Ercan/Si Yapı
12 senedir sektördeyim. Acarkent'te başladım öncelikle. O zaman ne iş yaptığımı da yeni yeni anlıyordum. Orada işimiz kolaydı. Erdal Acar'da kolaylaştırmıştı. Sonra Sinpaş GYO'ya geçtim. Orada müşterinin değiştiğini gördüm. Sonrasında marka gücü daha düşük yapı kalitesi yüksek firmalarla devam ettim. Şimdi de Si Yapı ile devam ediyorum. Lokasyon çok önemli hedef müşteriyi doğru analiz etmek iyi kat planları yapıyor olmak çok önemli. Biz bunları başaracağız inşallah.
Marka farklılaşmaktır!
Bilge Özdemir
Tebernüş Bey, toplantı başlamadan önce arkadaşlar arasında şöyle bir muhabbetimiz oldu; "Bir es koyalım mı artık bu toplantılara?" diye. Ama toplantıdaki sayı he sefer artıyor. Yani bu sizin başarınız, tebrik ediyoruz. Gözlemimde şundan ibaret arkadaşların telefonları çalmıyor. Vakitsizlikten mi buraya geliyorlar, çünkü geçen sefer sormuştum, "Krizi yaşayan var mı?" diye. Hiçkimse yaşamadığını söylemişti ama bu etki biraz daha arttı da zamanımız fazla da buraya mı geliyoruz onu bir sorgulamak istiyorum. Ne düşünüyorsunuz arkadaşlar? Krizin etkilememesi devam ediyor mu, geçen aydan beri? Satışlar aynen devam ediyor. Hiç bir sıkıntı yok. Problem yok demektir. O zaman yeni toplantıya devam edeceğiz.
Ben Şükrü Bilge Özdemir. Şükrü'yü bir tek Tebernüş kullanır, hayatım boyunca. 1985 İstanbul işletmeyi bitirdikten sonra Koç Grubu'nda, Vestel Grubu'nda belli süreler çalıştıktan sonra yurtdışı deneyimim ve de orada tekrar bir üniversite hayatım oldu. Türkiye'ye döndükten sonra 90'lı yılların başından beri gayrimenkul sektörünün içerisindeyim. 2002 yılında Eston'u bırakıp profesyonel yaşama başlayınca reklam ajansına sormuştum. "İsmimiz, markamız ne olsun?" diye. Ve anlatmıştım ne yapacağımızı. Emlak yazdı, yanına Ceyhan Ata İstanbul dedi. Emlakçı dedi. Emlakçı Pazarlama. Peki dedim kulağa hoş geliyor. Sizde emlakla başlıyorsunuz, o zaman annem telefon açtı. "Oğlum, sen bu kadar eğitimi emlakçı olmak için mi verdin?" Şöyle birşey hepimiz burada profesyoneliz. Şöyle bir algı var, sektörel olarak şunu değiştirmemiz gerekiyor. Bazen taraf olarak hem prpfesyonel hayatta, hem de şirketlerde çalışabiliyoruz daha sonra kendi işlerimizi kurabiliyoruz.
Emlakçı, gayrimenkulcü olmadığı için, yani isim olarak gayrimekulcü diyemediğimiz için emlakçı diyoruz. Yani emlakçı olmak çok kötü bir şey değil. Hepimiz aynı şeyi satıyoruz. Çünkü onun adı emlak. Şöyle, birinci el projeyi satarken adı gayrimenkul olan birşey, ikinci ele döndüğü zaman emlak oluyorsa ikisi aynı şeydir. Cins değiştirmiyor. Şimdi marka deyince, marka aslında çok fazla reklam vermek, ya da akılda çok fazla kalmak gibi algılanıyor. Aslında marka farklılaşmaktır. Yani ürettiğiniz üründe -hepimiz ürün üretiyoruz- siz farklı bazı şeyler sunabiliyorsanız hizmetinizle ya da ürettiğinizle o zaman sizin farklılık yarattığınız işaretler markadır. Bugün ben ağırlık olarak gayrimenkul sektöründe villa segmentini kendime dal olarak seçtim. O noktada hareket ediyorum. Yıllar önce Eston'da bizim kent villası tarzında yapmış olduğumuz ürün o segmentte farklıydı. Ve her türlü problemde yüzünün akıyla çıkabilen bir marka ortaya çıktı. Bilinen bir marka ortaya çıktı. Bugün baktığınız zaman inşaat sektöründe marka dediğiniz zaman aslında çok zor bir sürece bakıyoruz. Bir markanın arkasında kurum var. Şimdi kurumun bir marka değeri var. Projenin bir marka değeri var. Kurumun marka değerinni gücü, mutlaka projenin marka değerinin de güçlü olacağı anlamına gelmiyor. Öyle markalar varki çok başarılı olmasına rağmen bölgesel olarak yarattığı markalarda farklılık yaratamadığı için sıkıntılar çekebiliyor. Onun için mutlaka arkamızdaki markaya çok fazla da güvenmemeiz gerekiyor. Hangi nokta olursa olsun ben arkadaşların bölgesel marka değeri yaratma konusundaki düşüncelerine katılıyorum. Çünkü, bir marka önce hitap ettiği çevre ile değer kazanır. Eğer o bölgede bir farklılık yarayabiliyorsanız, bölgesel marka olabiliyorsanız ondan sonra zaten siz o şehirde, o ülkede veya uluslararası boyutta değer kazanabilirsiniz. Bu süreç sizinde başında belittiğiniz gibi o 5 unsuru zaman içerisinde yerine getirmeyele oluyor. Aksi takdirde farklılık yaratamazsanız markalı konut olmak yıllar alan bir süreç. En az 2-3 proje bitirmeniz gerekiyor ki arkanızda sizin o farklılıklarınızı, hizmet farklılıklarınızı ürettiğiniz farklılıkları insanlar algılayabilsin ve değer versin. O zaman yeni sektöre giren gayrimenkul oyuncularınında farklılık yaratan bir marka değeri oluşturma şansları her zaman için vardır. Çok basit bir örnek vereyim. Bugün Arıkan Yapı'nın "tek katlı villa" segmentte yarattığı en büyük farklılık ve en büyük cesaret örneğidir. Yaklaşık olarak 2 sene içerisinde tek katlı villanın markası halinde gelmiştir. Bu bir başarı öyküsüdür. Bu nedir? Bu farklılık yaratabilmektir. Bunun dışında tabiki sektöümüzdeki oyuncular her geçen gün değişiyor ve artıyor. Gayrimenkul sektörü içerisinde inşaatçı, taahütçü pozisyonundan gelen, özellikle son dönemlerde tektilci, finansçı farklı farklı noktalardan gelen grupları görüyoruz. O grupların farklı segmentlerdeki başarı ya da o başarının arkasındaki markasını gayrimenkul sektöründe güvenin ötesinde bir marka değeri algılattırmıyor. Sonuçta ürettiğiniz bir ürün var, o ürünün arkasında durmanız ve farklılık yaratmanız en önemli unsurlardan bir tanesi oluyor marka sürecinde.
Ekip marka lokasyon her şey birbirine bağlı!
Seda Çapoğlu/Vartaş
10 yıldır bu sektördeyim.. Vartaş 5 ada yapıyoruz.Yakın zamanda satışa çıkmış olacağız. Her şey birbirine bağlı satış pazarlama birbirine bağlı. Ekip marka lokasyon birbirine bağlı. Herkes burada eski zaten... hep aynı şeyler düşünceler aynı.
Markanın değerini korumakla ilgili şeyler yapılmalı!
Ertuğrul Yılmaz/-FYP Proje Geliştirme Pazarlama Satış
Sektörde 1 küsür yıldan beri FYP'nin içindeyim. Coca Cola ve Sütaş kökenli bir satııcıyım. 2004 yılında katıldım. Sütaş'a katıldığımda sektör üçüncüsüydü. Sütaş pazarda 3.'ydü. Bugün pazar lideriydi. Bugün Sütaş'ı birinci marka yaptı. Çok doğru bir yere oturdu. Orada markanın değerini korumakla ilgili yapılan şeyler var. Tabii bunu yapabilmek adına da personel çok önemli yönetmek ürüne sahip olmak doğru stratejiler çok önemli. Nasıl bir marketing planı yapacaksınız bunlarda çok önemli. İkinci projenizde referans olacağınız anlamına gelmiyor. Gayrimenkul tüketicisi çok bilinçli bir tüketici. GYODER'in çıkardığı çok önemli kitapçık vardır. Bir nihai tüketicinin sorabileceğinin tamamı var. Tavsiye ediyorum.
Doğruları baştan yaptığınız takdirde markayı yeniden yapmanız da imkansız değil!
Eli Aseo/ Bulvar İstanbul
Konutta markalaşma adına gerçekleri de inkar etmememiz lazım. 2006 yılında narcityde tepe inşaat değil de Nar İnşaat olsaydı aynı şeyi yakalamayabilirdi. Bu bir gerçek tabii... Bir projeye başlarken de gerekeni yaptığınız takdirde mesela şu anda konut piyasasını araştıran herkes Bulvar İstanbul'u biliyor. Fikirtepe'de Evim kadıköy diye bir marka yaratmıştık. Doğruları baştan yaptığınız takdirde markayı yeniden yapmanız da imkansız değil. Hali hazırda şu markayız burada yeni projeye başlıyoruz derken satmak kolay en ufak proje 100 milyon dolardan başlıyor. Herşeyi ince eleyip sık dokumanız çok önemli bir kavram.
Markalaşma adına sözümüzü tutmaya çalışıyoruz!
İlyas Altıoğlu/Apartis
Küçük ve orta ölçekli şehir merkezinde markalaşan firma çok az. Siz bir önek verdiniz ben de marka olarak tutunmanın zor olacağını düşünüyorum. Yeni başladık doğru bölgelerde zamanında yaparak ilk projemiz bitti. Markalaşma adına sözümüzü tutmaya çalışıyoruz.
4. Konutta Satış ve Pazarlama Buluşmaları 1. bölüm için tıklayınız
1. Konutta Satış ve Pazarlama Buluşmaları için tıklayınız
2. Konutta Satış ve Pazarlama Buluşmaları için tıklayınız
3. Konutta Satış ve Pazarlama Buluşmaları için tıklayınız
Kübra GENÇ/Emlakkulisi.com